25 Kasım 2010 Perşembe

SÖYLEMELİ Mİ SÖYLEMEMELİ Mİ

Mavi Marmara'ya ilk döndüğümüz zaman gemiyi baştan aşağı gezmiştim. Saldırı anında, sınır dışı edilmeyi beklerken, oğlumla tıkıldığımız nezarethanede ,sevgiliyi ve diğer yolcuları beklerken akmayan gözyaşlarımdan tek bir damla kopmuştu kamaraya döndüğümde. Yazmam lazım deyip sarı not defterime kara satırlar döşemiş ve çekmecenin dibine itelemiştim.

Sevgili bulmuş geçen gün, okumuş. Aldı kağıdı bana geldi. Yazsana bunu bloguna dedi. Söylemeli mi söylememeli mi bilemediğim fikirlerdi o an yazdıklarım. Peki dedim. Yazdım.
İşte aşağıda o satırlar. Okuyun:

1 HAZİRAN GÜNÜ ZORLA İNDİRİLDİĞİMİZ MAVİ MARMARADAYIZ . EKREM, TÜRKER VE BEN.
TARİH 24 EKİM 2010. 4 AY 24 GÜN OLMUŞ. TAM 4 AY 24 GÜN GEÇMİŞ BİZ BU GEMİDE SALDIRIYA UĞRAYALI. BİR MEVSİM GEÇMİŞ ŞEHİTLERİN ÜSTÜNDEN. KANLARI KIZILDAN KAHVEYE DÖNMÜŞ DUVARDAKİ LEKELERDE. AMA HALA DURUYORLAR. HALA KURŞUN DELİKLERİYLE BEZELİ GEMİNİN BEYAZ GÖVDESİ. O GÜNDEN BERİ HALA İYİLEŞMEMİŞ YARALILAR VAR.

MAVİ MARMARA'NIN BEYAZI KANLARLA KIZILA DÖNDÜĞÜ GÜNÜN ŞAFAĞINDAN BERİ BEKLİYORUZ. O KANLARIN HESABI SORULSUN, KATİL VE TERÖRİST İSRAİL HAKETTİĞİNİ BULSUN DİYE.

EN TEPEDEN EN AŞAĞIYA KADAR GEZDİM GEMİYİ OĞLUMLA. MİNİK GÖZLERİNİN İÇİNE BAKTIM. BİR İZ ARADIM. ETKİLENMİŞ Mİ KORKMUŞ MU HATIRLIYOR MU DİYE. YOKTU. KIKIR KIKIR GÜLEREK KOŞARAK GEÇTİ KOLTUKLARIN ARASINDAN, ZIP ZIP ZIPLADI MERDİVENLERDE. ESİR TUTULDUĞUMUZ KÖPRÜ ÜSTÜNDE EĞLENDİ KOŞTU, GÜLDÜ. CAMLARDAN KUŞLARI GÖTERDİ BANA. KONUŞAMIYORDU OZAMAN AMA ŞİMDİ " ANNNNNEEEE BAAA BAAA HUUŞŞŞ" DEDİ.

MUTLUYDU. HATIRLAMIYORDU. NE VİCDANIM, NE ANALIĞIM NE MİSYONUM KALMIŞTI SORGULANMAYAN OYSA. O GÜN VE BUGÜN HALA SIRÇA KÖŞKLERİNDE OTURAN "EFENDİLER" TARAFINDAN ELEŞTİLMİŞ, YARGILANMIŞTIM.

TÜRKER MUTLU, HATIRLAMIYOR.

BENSE KARMA KARIŞIĞIM. AĞLAMADIM, GÜLMEDİM. BİR TÜR NASIRLAŞMIŞ DUYGU HALİNDEYİM. HİSSİZ. AMA İLLA BİR DUYGUYA YAKIN OLACAKSAM BU YARIM KALMIŞLIK VE ACI OLURDU. KİM İÇİN Mİ ACI ? ORASINI BİLEMEDİM.

..............................

Bunları yazmışım o ilk anlarda. Şimdi de çok farklı hİssetmiyorum. Daha sakinim eskiye göre, evet. Ama fırtınadan önceki sessizlik mi bu yoksa  vazgeçmişlik mi ? Seneye bir gemi daha gitmeli Gazze'ye. Saldırının olduğu tarihte...İşte ben o zaman tamamlanacağım.................

21 Kasım 2010 Pazar

BUGÜN SENİN DOĞUM GÜNÜN KÜÇÜK MUCİZE :)


Tam 2 sene önce bugün sabah  09:00 da başladı Küçük Mucize Elif Ece'nin hikayesi. Su gibi geçti bu iki yıl  Anneciğine eminim. Çok mutlu oldu, üzüldü, korktu, heyecanlandı, sevindi..... Ben yaklaşık 1,5 senedir şahitim bu hikayeye, zevkle ve heyecanla. Küçük Mucizeyi ve güzel annesini çok seviyorum. Artık ailecek de görüşüyoruz.

Ecem, güzel kızım,
Yeni yaşın kutlu olsun. Bir koca çınar gibi seni  koruyan ailenle, sevdiklerinle, huzur, sağlık ve mutluluktan ayrılmadan büyü evladım. Sevgili, saygılı, dürüst bir ömrün olsun. Saflığından ayrılma hiç. Büyüdüğün zaman da seni evladı gibi seven bu anayarısı deli kadın seninle olacak.

Nilhan'ım Canım dostum,

Seni tanıdığım için mutlu olup gurur duymadığım bir günüm olmadı. İyi ki doğurmuşsun bu pamuk helvasını.
Seni ve Sedat'ı anne babalığınızın ikinci yılı için tebrik ederiz. Tez zamanda ikinciyi de isteriz:)

Çorap Ailesi Sizi Çook Seviyor...............

16 Kasım 2010 Salı

Kurban Bayramı Geldi :)))



Çorap Ailesi Tüm blogcuların Kurban Bayramını en içten dilekleriyle kutlar  :)))))

15 Kasım 2010 Pazartesi

Çanakkale- Kepez Limanından Gün Batımı

Mavi Marmara Çanakkale Kepez de şimdi. Hemen köprüüstünden çektim bu resmi  oğluşla gezerken. Son yolculukta kameramız da zayii olduğu için artık cep telefonuyla çekiyoru resimleri. Her zaman net olmuyor. Şimdilik bunlarla idare edicez hep beraber :)

14 Kasım 2010 Pazar

Öksürük, Aksırık, Bronşit ve Grip Mevsimi



Ne olursa olsun, ne yaparsak yapalım kaçıılmaz olarak bunları yaşıyor bebecikler. Türker' de ağır bir bronşiti yeni atlatıyor. Hastalık çocukların ve bebeklerin kilosunu, gelişimini ve huyunu suyunu komple etkileyen bir faktör. Aileye yüklediği manevi ve maddi yük de cabası. E peki napalım da mümkün mertebe uzak duralım bu illetlerden ?

Tedbir olarak biz :

C vitaminini eksik etmeyelim. Mevsim uygun. Portakal, mandalina hem güzel hem ucuz. Bolca yesinler. Balık mutlaka öğünlerinde olmalı haftada 2-3 kez. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek besinleri seçip yedirelim.

Kat kat lahana adam gibi giydireyelim. Terleme en büyük hastalık davetiyesi. Bu havalarda biz bir kısa kollu badi, bi uzun kollu sweatshirt giyiyoruz evin içinde.Bir de eşofman ve kısa çoraplar. Ev ayakkabısı giydiriyorum mutlaka. Yatarken de uyku tulumu ve içine sadece badisi.

Banyodan sonra iyi koruyup hemen giydirelim. Özellikle çocuk parkı, şehir içi otobüs, doktor kontrolü gibi mikroplu ortamlardan eve dönünce mutlaka ama mutlaka banyo yaptıralım. Yüzü ve saçı hariç tüm vücuduna antibakteriyel sabun kullanalım. ( sadece bu yerlerden sonra) Normal banyoları bebek şampuanı ve sabunuyla yapmakta bir sakınca yok. (Antibakteriyel sabunlar pişik tedavisinde de etken)

Bol bol sıvı tüketmesini destekliyelim. Balla tatlandırılmış,ıhlamur, papatya çayı, taze meyva suları, süt, kompostoların sularını gibi.

3 yaşına kadar kullanacağımız multvitamin şurubunu ( hangi marka kullanıyorsanız) hele de bu mevsim hiç ihmal etmiyelim.

Eee hasta olduk şimdi ne olacak ?
  
Uykusuna dikkat edelim ve gün içinde aşırı hareketli olup terlemesine ve yorulmasına engel olalım.

Dr.u tarafından verilen ilaçları, özellkle de antibiyotiğini mutlaka saatine uygun ve sonuna kadar kullanalım.

Hasta diye banyo yaptırmaktan ve  açıkhavaya çıkarmaktan kaçınmayalım.
m
Rahat uyku için kat kat giydirmeyelim, odasını çok ısıtmayalım (22-24C ideal) ve burnuşu tıkalıysa mutlaka açalım.

Bronşlanı ve öksürüğünü rahatlatmak ve balgam atımını kolaylaştırmak için ( süt annemiz Çağlaya teşekkürler) bir biberon kaynar suya içini açarak doğradığımız bir keçiboynuzunu atalm. Soğuyana dek kalsın içinde. Süzelim.  Balla tatlandırp sabah kahvaltılarında verelim. Akşamları verilmiyormuş bebeklere.Sadece sabahları.

Öksürk için ir diğer doğal çözüm de zencefil ve bal. bir tatlı kaşığı balla 1 çay kaşığ zencefili karıştırıp verelim.  Ancak zencefil 2 yaşınan küçük bebekler için uygun değil. Unutmyalım.

Herkse bol sağlıklı günler.

12 Kasım 2010 Cuma

Gemide 20. Gün

Türker Kağan, artık tamamen şartlarımıza uyum sağladığını belli ediyor. Son yolculuğumuzu anımsıyor mu bilmiyorum. Şu an evi gibi rahat burda. Zaten oyuncakları, yatağı, mama sandalyesi de yanımızda.

Geçirdği bronşitin izleri de siliniyor. 3 gün sonra bitecek ilaçlar ve kontrolümüz var bayram ertesi. Umarım atlatış oluruz bu pis hastalığı.
İştahımız eskisi kadar olmasa da düzene girdi. Artık hevesle yiyor. Hala kendi kendini ( ve masayı ve halıyı ve koltukları ve babasını ve beni) beslemekte çok kararlı. Kesinlikle müdahele kabul etmiyor. Çoğunlukla çok eğlenceli olsa da bazen sabır taşım çatlamıyor değil  :)

Piyanoya olan ilgisini kaybetti gibi. Benim çaldıklarımla ilgileniyor ama kendisi daha az zaman hacıyor başında. Yine de hergün uğramak istiyor piyanolu salona.

Uykularımız da düzene girdi tekrar. Daha rahat nefes aldğı  ve öksürü bittiği için gecede 2 kere uyaıyor bazende bir. Bunlar da zaten alışkanlık uyanması. Hastayken uyanına gördüğü ihtimamı özlüyor. Bu da geçer yakında. Gene deliksiz uykularımıza döneriz.

Şimdilik bu kadar bizden. Sevgiyle kalın.

11 Kasım 2010 Perşembe

Nilhan ve Eceden Haberler: Biz de okullu olduk :(

18 Ekim de bizim de kreş dönemimiz başladı. Yaklaşık bir ayı geride bıraktık. Şu bir ayda yaşadıklarımızı sizinle paylaşmak istiyorum.
İlk haftamız yarım gün olarak başladı.

İlk gün kızım bizi şaşırtacak derecede gülerek ayrıldı. Bay bay bile yaptı. Öğlene kadar herşey yolunda giderken, uykusunun da gelmesiyle ağlamaya başladı. Hemen aldık. Bu arada hiç bişey yemedik .
İkinci gün okula gitmek istemediğini açıkça söyledi.Ağladı. Yine bişey yemedi.
İlk hafta hep böyle oldu.
Ama üç haftadan sonra biz çoğu şeyi aştık. Adapte olmaya başladık sayılır. Sabah birkaç lokma da olsa kahvaltı yemeye başladık. öğlen uykumuz gelince uyku odasına geçip uyumaya başladık, aktivitelere katılmaya başladık ve hatta akşam artık ağlamadan servise binmeye de başladık. Neden çünkü artık servisin onu annesine getirdiğini kavradık.
Hala her sabah ağlayarak gidiyoruz ama kapıdan girene kadar da susuyoruz. Okulda öğretilen şarkıları evde kendi kendine söylemeye başladı. Bu çok güzel bir gelişme.
Bu arada evde ona kreşi sormuyoruz. Anlatmasını talep etmiyoruz. Neden mi? Çünkü kreş onun elinden herşeyini aldı : anneannesini, annesini , bahçesini, .... vs. Bu nedenle okula öfkeli. Kreş müdiremiz de ona şimdilik kreşi sormamızı tavsiye etti. İşe yaradı. Artık kendiliğinden anlatıyor bazı şeyleri. Şimdilik bizde durumlar böyle. Fakat önümüzde 9 günlük bir bayram tatili var ve ben kabus gibi korkuyorum maalesef. çünkü herşey sil baştan olacak :( umarım korktuğum başıma gelmez.

10 Kasım 2010 Çarşamba

TÜRKER KAĞAN'IN SON ALTI AYI

Son yazdığımda bu yana, artık yürüyor oğluşum.

Koşuyor. Tırmanıyor. Bütün gün yorulmadan haylazlıklar yapıyor.

Yaklaşık 20 kelime söylüyor, çok daha fazlasını anlıyor.

Hala kendi kendine uyuyor akşamları. Ama gündüz uykusuna benim yardımımla dalıyor. Böyle tercih ettik ana oğul. Baktık gece uykumuzu da etkilemiyor. Öğlenleri öpüşe koklaşa sarmaşıp uyuyoruz. Dalasına yakın ben kalkıyorm yanından.

Akşamları ise tek başına ve uyanık olarak bırakyorum odasında. kendisi uyuyor.

Kitap ve müzikten hoşlanıyor. Sayı saymayı seviyor. Dillere destan iştahı, büyümesinin yvaşlamasıyla beraber azaldı biraz. Hele bu aralar bronşit ve köpek dişleri yüzünden iştah sıfır.  Ama düzelme sinyalleri vermeye başladı.

Babasına çok ama çoook düşkün. Aralarında çok özel bir bağ oluştu. Zaten Türker, yapısı gereği aileye düşkün.

Yemeklerini kendii yiyor. Yrdm kabul etmiyor artık. Çok nadir bizden gelen kaşığa ağzını açması. Ortalık savaş alanına dönüyor her öğünün ardından. Bazen sabrım taşsa da genede razı oluyorum kendini beslemesine.

Ayına uygun bazen ayından ileri düzgün ve sağlıklı bir gelişim sergiliyor.

Meşhuur terrible two ya yaklaştığının sinyallerini sergiiyor artık. Huysuzluk nöbetleri vb. tavırlar sıklaştı. Diş ve bronşitin de etkisi çok tabi.

29 Ekimde, İskenderun limanonındayken bir de düşüp kaşının üstünü yardı :(
Tatil günü,zor bela estetik cerrah bulup diktirdik. Dostum Nilhan ve eşi Sedat, bizi ylnız bırakmadılar saolsunlar. Profesyonel haylazlığının ilk madalyasını da aldı bitanem.
12 dikişlik bu madalya sağ kaşımızın üstünde şimdi. Dikişlerimizi aldırdık Çanakkale de. İyileşiyoruz.

Bloğu taşımaktan kaynaklı akarım yazıları bitti artk. Bundan böyle haylazcığın güncel haber ve resimleriyle burdayız. Sizi de bekleriz.

BEBEKLERDE BÜYÜME ATAKLARI VE HAFTALARI

Bebislerimiz cok cabuk büyüyorlar her gün her saat degil mi?Ve özellikle ilk aylarda durmadan agladiklari, daha SIK emdikleri yada daha SIK mama istedikleri, daha cok kucakta kalmak istedikleri dönemler oluyor ve birden bu dönem geciyor hersey normale döndü derkennn yine böyle bir dönem geliyor degil mi?Sanirim cogumuza tanidik geliyor bu cümleler.
Psikologlar 25 yil gibi uzun bir zaman diliminde bebek gelisimlerini inceledikten sonra bebeklerin dogumdan sonra belli haftalarda beyin fonksiyonlarinin gelismesi dolayisilya „büyüme ataklari denilen devreleri gecirdiklerini farketmisler.Hafta hafta olan bu büyüme ataklari sonucunda bebisler hep yeni bir beceriyle büyümelerine devam ediyorlar.Yani önce bir adim geri (daha SIK aglama, daha –huzursuz olma...vs) ve bu atak gectikten sonra bir adim ileri..Böyle haftalarda dahacok enerjiye ihtiyaclari oldugu icin daha SIK Emerler yada tam tersi istahlari kapanabilir.yani beslenme düzenleri bozulur.Bazi bebekte birkac gün sürüyor bu ataklar bazi bebek 1 haftada atlatiyor.Beyin fonksiyonlari gelisirken organizma da uyum saglamaya calisiyor bu gelisime.Organlarda büüyor ve kücücük bebislerimiz daha Sik agliyor uyku düzeni degisiyor, beslenme düzeni degisiyor...Yalniz bebeginiz 2 hafta gec dogduysa örnegin 2 hafta önceden takip edeceksiniz bu haftalari 2 hafta erken doyduygsada 2 hafta geriden gidecektir.Haftasi haftasina günü günüede olmayabilir gelisim atatklari.her bebek farkli cünkü.
bebeklerimiz kendini böyle haftalarda nasil hissediyor kisaca ondanda bahsedeyim..Büyüme ,gelisme ataklari sirasinda bebegimizin dünyasi yine alt üst oluyor.Tanidigi bildigi gezegene geri dönmek istiyor yani annesinin karnina bu yüzden daha cok kucak istiyor..Bagirarak „bana yardim ettt“ diyor..Böyle dönemlerde daha cok ilgi göstermeliyiz bebislerimize, onlari anladigimizi hissettrimeliyiz yeni seyler ögrenirken onlara destek vermeliyiz..Her ataktan birkac gün sonra yeni bir beceriyle cikiyorlar karsimiza (örnegin nesneleri daha dikkatli gözlemlemeye baslamak, nesneleri tutmak, gülümsemek gibi)
Haftalar:
5.Hafta
8.Hafta-(bazi bebklerde 9.haftada olabilir)
12.Hafta
15.Hafta(bu seferki atak dönemi 15 ile 19.haftada olabilir  yada birkac gün tekrarlayabilir)
23.Hafta(yada 26.Hafta)
34..Hafta(37.haftaya kadar sürebilir yada birkac günlük sürelerle tekrarlayabilir)
42.Hafta(46.haftaya kadar)
51.Hafta( yada 52.)
 
Bunlar yaklasik olarak haftalar yani sizin bebisnizin tam dogum tarihine göre bir hafta erken yada bir hafta gec baslayabilir bu gelisim ataklari..Unutmayin yeni geldikleri gezegende yalniz olmadiklarini hissetmeye bu haftalarda dahada cok ihtiyaclari varJ

BİR YOLCULUĞA ÇIKTIM VE BÜTÜN HAYATIM DEĞİŞTİ

Bir amacım vardı Gazze yoluna çıkarken. Aslında çok amacım vardı.

Eşim denizci benim. Oğlumuz henüz 6,5 aylıktı göreve gittiğinde. Gazze'ye insani yardım götüren filoya davet edildiğinde ise evimize  kavuşalı 1 ay olmamıştı. Ailemi bir arada tutmalıydım.

Bu konvoy çok değerli ve önemliydi. Dahil olmalıydım.

Bir evlat kaybetmek ne demek bilirdim ve Gazze'de evladını kaybeden analara destek olmalıydım.

Ailesiz olmak ne demek bilirdim ve ailesini kaybetmiş kuzucuklara gülücükler götürmeliydim.

Aldım evladmı, biriciğimi, ailemi................. Çıktık yola....

Gerisi çoğunuzca malum. 31 mayıs gecesi, İsrail donanması tarafından saldırıya uğradık. 9 yoldaşımız şehit oldu. Onlarcası yaralandı. İnsanlık dışı tüm işkencelere maruz kaldık.

Eşimden haber alamadan kucağımla evldımla kaldım geminin ortasında. Rehin.

Sınır dışı edildik. 48 saat sona diğer yolcularla beraber aşkıma kavuştum. Onlar dönene kadar, burda Mavi Marmara'nın sesi oldum. Olayı gündemde tutup hükümeti harekete geçirebilmek için. Başardım.

Bundan önce başka bir mecradaydı blogum. Orda adım da yüzüm de yoktu. Facebookda sayfam bile yoktu.
Bir anda ben oğlum basının tam ortasnda kaldık.

Sen de ana mısın dediler. Sormadan eleştirdiler, karaladılar yaraladılar.

Yakında yayınlanacak bir belgeselde verdim hepsinin cevabını.

Basında çıkan haberlere arama motorlarına Türker Bebek yazarak ulaşabilir merak edenler.

Biz şimdi eski sakin hayatımıza döndük.

Ailecek  Mavi Marmara' dayız. Yine. Yeniden.

Yaşanan vahşetin silinemez anıları ve izleriyle. Bu sefer gemiyi ayağa kaldırmak için. Tekrar yola koymak için.
Çanakkale Kepez limanındayız. Kurban Bayamı ertesi gemi törenle İstanbula gelecek.

Bir yolculuğa çıktım ve bütün hayatım değişti. Artık içimde yanan bir alev var. Yalımlarıyla isyanımı, analığımı, Gazze'ye varamamışlığımı,haksız yere uğradığımız terörst sadırıyı, ölenleri, o yolculuktan dönebilenleri ve tekrar Gazze'ye ulaşma isteğini aydınlatan bir alev var içimde.

Tüm olanlara rağmen gene ailemle, gene oğluşumla....
Orda parçalanan aileler için,
Asla anasına babasına kavuşamayacak minikler için,
Asla kuzusunun kokusunu bir dah içine çekemeyecek analar için,
Bir lokma ya da bir damla ilaç yüzünden sönen hayatlar için,
Hayatında bir oyun parkı ya da oyuncak keyfi olamamışlar için

Ben gene bu yola çıkmaya hazırım.

Varsın gene yerden yere vusunlar.
Varsın gene anlamasınlar neden bu yola çıktığımı.

Bize yol gerek, yolculuk gerek. Yolcu olmak gerek.

Bizim gibi yolcuların Gazze'ye umut, yardım ve özgürlük götürmesi gerek.

Gazze özgür olana kadar.........

Rotamız Filistin, Yükümüz İnsani Yardım.

MAVİ MARMARA ANTALYADA

Şimdi Antalya'dayız. Burdaki yolcuları da aldıktan sonra yarın tekrar yolumuza devam edeceğiz.
Şimdilik herşey yolunda. Türker kendi yatağında yine kendiliğinden uyuyor. İştahı çok şükür iyi. Annesini hiç yormuyor kuzum. Keyfi de yerinde. Fotoğraflardan gördüğünüz gibi. Hava ve manzara şimdilik muhteşem. Özleyin bizi...




HER SEFER BİZ ZAFER ! GAZZE'YE GİDİYORUZ.


Bu hafta sonu bir gemi kalkacak Gazze'ye. Mavi Marmara ismi. Gazze'ye insan,umut ve yardım götürecek.  İsrail şimdiden tüylerini kabartmış bekliyor. Karadan uyguladığı ambargoyu denizden de uygulamak için senaryolar hazırlıyor.
Bilen bilir yazılarımdan. Benim eşim denizci.  Gemilerde Baş Mühendis olarak çalışır.  Kendisini tanıdığımdan beri ilk defa bu kadar değerli bir görevi var.
Gazze'ye gidecek 15 gemiden oluşan filonun, Amiral gemisinin yani MAVİ MARMARA'nın baş mühendisi olmayı kabul etti.
Kutsal, değerli, belki biraz riskli ve oldukça sıkıntılı geçecek bir yolculuk. Dönüşü belli değil. Günlerce, haftalarca bekletebilirler gemiyi ya da normal şartlar altında gidip gelebilirler.
Duramazdım, elimde değil. Oğlumuz hiç bir zaman bize engel olmadı yapacağımız işlerde. Hayatımızın "üstüne" değil "içine" doğdu. Biz oldu.
Hem bu oluşumda yer almak, hem her şart altında eşimle beraber olabilmek adına oğlum ve ben de Gazze'ye gidiyoruz.
İnanılmaz bir deneyim olacak. Bu kesin. Dönünce uzun yazılar yazıcam sizlere bu da kesin.
Eşimle bir kez daha gurur duyuyorum. O'na destek olabilmek için bu yolculuğu paylaşmak istiyorum. 3 haftayla 4 ay arası sürecek bir yolculuk bu. Bu süre zarfında blogumu yazamam.
Tüm blogcu arkladaşlarım iyi bakın kendinize. Destek ve dostluklarını esirgemeyen hepinize teşekkürler.
Dualarınızı eksik etmeyin. Bir süre sonra döneriz.................

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN KUZUMUZ

Fazla söze hacet  yok, tam bir sene önce bugün doğurdum küçük oğlumu. İlkerle başladığım annelik serüvenimde yeni ve deneyimlenmemiş bir alandı. İlker 1,5 yaşındaydı benimle tanıştığında. İlk defa bu kadar minik ve muhtaç bir canlıya bakacaktım. 9 ay dan fazla karnımda taşıdığım, kalp atışları, kıpırtılarıyla mutlu olduğum küçük oğlumu bir sene önce bugün doğurdum.
04.05.2009 17:43 de geldi sıpamız hayatımıza. Anne - baba olmak denen serüvene bir daha dahil olduk ve o günden beridir de mutlulukla, gururla devam ettiriyoruz. İlker nasıol da heyecanlıydı, karnımı açıp öper, kulağını dayayıp kardeşini duymaya çalışırdı. ELiyle karnıma doğru yaptığı komik hareketlerler  geeel diye bağırırdı. Hepimizi güldürür heyecanladırırdı. İlk defa gördüğünde kocaman bir gülümsemeyle "Ama bu küçücüüüüüüüüüük çok tatttlıııııı" diye bağırmıştı. Ah benim büyük kuzum. 9 ay en çok da ona geçmek bilmemişti.
Tarifi imkansızmış ilk doğum günü hissedilenlerin. Bugün bir sene önceyi an be an yad edip gözlerim dolacak biliyorum.
Çekirdek ailemi bir kişi daha büyüten, bebek kokusuyla beni tanıştıran, babasına bir kez daha babalık gururnu yaşatan. minik delikanlımı abi yapan yumuk minik oğlum, hoşgeldin hayatımıza.
İlk yaşın kutlu olsun. Seni ne kadar sevdiğimizi anlatmak mümkün değil. Annen olmaktan gurur duyuyorum.

SON DURUMLAR

Tam 10 gündür yazmıyorum bloga ama sağlam sebeplerimiz vardı. 5 ay 10 gün sonra ben biricik aşkıma, Türker ve İlker de biricik babalarına kavuştular.  Yuvana hoşgeldin, sefalar mutluluklar getirdin bitanem.Hepimiz çok çok özledik seni.
Bu ayrı geçen aylar şunu gösterdi. Aşk varsa, sevgi varsa, dürüstlük ve saygı varsa eğer ve bunlarla harmanlanarak bir aile olmayı başardıysanız beraber oluyorsunuz ve beraber kalıyorsunuz. Ne ayrılık, ne hasret ne mesafeler, ne dış mihraklar  ne de dost bildiklerinizin "iyi" niyetli çabaları yuvanıza kalıcı bir hasar veremiyor. Oğullarımla, aşkımla ve ailemle gurur duyuyorum. İyi ki varsınız.
Hazırlık heyecanımız oldu epeyce. Sonra büyük kuzum İlker bademcik ve geniz eti sebebiyle ameliyat oldu. Dostlarımızın dualarıyla çok şükür atlattık sağsalim. Cin gibi İlker'im şimdi.
Her iki oğluş da babalarının tadını çıkaradursunlar en merak ettiğim 5,5 ayır görüşmediği babasına Türker'in ne tepki vereceğiydi. Tam 6,5 aylıktı giderken. Korktuğumuz olmadı ve güzel kaynaştılar.  Hatta babamız da birkaç uyku seromonisine ortak oldu.  :)
Türker yürümeye başladı :) Evet. Yaşından önce başardı kuzum. İki dişi daha geldi, Şimdi 11 ay 25 günlük, yürüyebilen, 6 dişli ve çok tatlı bir canavay O. Yerim o canavayı ben. Hızlı bir şekilde de konuşma çalışmalarına devam ediyor.
Gündüz ve gece ağlamadan, sızlanmadan uykuya dalıyor artık. Başardık. Babamızın heyecanından ve bu aralar günlerimizin ağırlıklı olarak yoğun ve dışarlarda geçmesinden kaynaklanan sebeplerle  geceleri biraz uyanma yaşıyoruz. Şimdilik 3ü geçmedi. Deliksiz ya da 1 uyanmayla geçiyor ortalamamız. Artık kocaman harflerle şunu yazabilirim. BAŞARDIK BİZ. :)
Yakında Türker Bey bir sınavdan geçecek. İlk tatilini yaşayacak. Ne güzel :) Bakalım orda ne maceralar, ne fotoğraflar, neler olacak.
Okuyan, destekleyen herkese teşekkürler. Bu yazı da FERBER günlüğünün içinde yerini alsın bakalım.

GÜNDÜZ UYKUSU 5. GÜN

Dün gündüz uykusunu pusetinde uyuduğu için yazacak birşey yoktu. Çok az çok çok az uyudu ve bu yüzdend e saat başı uyandı neredeyse. Yorgunluk uykusunu etkiledi fena halde.
Bugün 06:45 de başladık gene günümüze. Oyundu kahvaltıydı derken 10:00 da uykuya vardı Türker. 3 dk gibi ağlamayla. Ve hayret edilecek bir şekilde 35 dk kuralını yıkıp 2 saat 15 dk uyudu. 12:15 de uyandı. 13:00 e doğru öğlen yemeğimizi yedik, parka çıktık. Salıncak, kaydırak derken kaybolduğu her halinden belli 5 yaşlarında bir delikanlı bulduk. 5 yaşında vardı sanırım. Adı Barış imiş. Ağlamaktan yüzü gözü şişmiş bu delikanlıya yanaştım. Parka babasıyla gelmiş ama  kaybetmiş babasını. Aklım almadı. Evin yakın mıd edim. Evet dedi. Barış'ın tarifiyle, evi bulduk ve şirinlik muskasını annesi Fİrdevs Hanım'a teslim ettik Türkerle. Sonra da parka döndük.
Öğleden sonraki uykusuna epeyce direndi ve uyumadı. Akşam 6 dan sonra da mızmız geçirdi doğal olarak.
19:35 de yatağına koydum kuzumu, gitmeeee tarzı minik bir ağlayış 20-30 sn kadar, hepsi bu. Şimdi uyuyor.
Tatlı rüyalar meleğim benim :)
Toplamda 3 kere uyandı dün gece. İki gündür uyanma sayımızda bariz bir artış var. Hem yeni patlayan 2 dişimiz, hem de öğleden sonra uykularının uyunmaması etkili oldu. Bugün daha özenli uyku saatleri uygulayıp değişimi görücem.

06:20 gibi erken bir satte başladı bugün güne bebeğim. Bakalm nasılı geçecek günümüz ?
Günaydın Oğluşumm  :)

GÜNDÜZ UYKUSU 3. GÜN

Bugünümüz 06:45 de başladı. Neşeli ve dinlenmiş görünüyordu. Sütünü içti, kendi kendine oynadı biraz. Sonra kahvaltı ettik.
Sabah 10 gibi uyuduğu uykusunu istemedi bugün. O yüzden öğlen yemeğimizi yedik, oynadık, ritüelimiz yaptık ve 13:30 da öpüp çıktım odasından. Ağlamalar giderek azalacaktı biliyorum ama gündüze çok daha kolay adapte oldu, 13:32 de ses kesildi odasından. Ancak 35. dk uyanması gene gerçekleşti. Emzik vermemle beraber devam etti uykusuna. 15:15 de uyandı kendisi.
Sütünü içirip parka götürdüm kuzumu. Çok eğlendi. Kaydırağa ağzını vurup dudağını kanattı biraz ama napalım, düşe kalka büyüyecekler.
Akşam yemeğinden sonra beraber oynadık biraz ve banyo ritüel derken, 19:35 de koydum yatağına, öpüp çıktım. Hiiç mızırdamadı kuzum. Ses de gelmedi hiç. Ferber'i gündüz yapmaya başladığımızdan beri akşam hiç mıızrdanmıyor artık. Demek ki gündüz gece arasındaki fark bebeğimin kafasını karıştıryormuş.
Şimdi huzur zamanım. Tatlı uykular bebişim.
Gece 00:30 da uyandı ve dalamadı gene. pekiştirme seansları oyy  :) Yanıma aldım dün gece.çok masumca çabaladı uyumaya gıkı çıkmadan. Kıyamadım. 06:45 de uyandık. Günaydın oğluuşumm :)

Lambamızın Yeni Hali


Tepede sallanan dönenceden sıkılınca bu çareyi buldum. Tabaka halinde her kırtasiyede satılan çıkatmalardan bunlar. Kabartmalı yüzeyleri var. Türker bayıldı. Şaşı olacak tavana bakmaktan :)

GÜNDÜZ UYKUSU 2. GÜN

Bugün 7 de başladı güne Türker Bey, gece de yaklaşık 45-50 dk yı uyanık çeçirdi. Hal böyleyken sabah 10:00 da başladı annne uyuut mızırdanmaları. Ne yapsam derken ağlamaya başlayınca tamam oğlum dedim. Yaptık ritüelimiz, yatırdım beşiğine 10:28 de. Ummadığım bir şekilde 10:33 de uyudu sıpam. Dün 25 dk idi bu gün 5 dk. Çok sevinidm. Bakalım ne kadar sürecek uykusu.
11:10 geçe uyandı, tam  devam etsin diye uğraşırken kokuları alıverdim. Kakasını byapmış ve uyanmış bebeğim. Napalım. 35 dk ile idare edicek öğleden sonraki uykuya dek. Tünaaydınn.
Güzel bir oyun faslından sonra yemeğini yedi ve tekrar oynadık. 13:30 da başladık odamızda zaman geçrimeye ve uyku ritüelimize. 14:01 de yatağına koydum çıktım. Şimdilik az az mızırdamlar geliyor, ağlamalar bazen artı bazen azalıyor. 14:06 şuan. 5. dakika bitti.
14:07 de sesi tamamen kesildi ve uykuya geçti. 6 dakika. Harika bir sonuç. Aferim aslan oğluşuma benim  :)
45 dk sonra kısa ıhlamalara emzik vererek nokta koydum. Tam 15:30 da biberonunu alıp uyandırdım cücemi. 1:20 öğleden sonra 40 sabah dersek topla 2 saat  uyumuş oldu kuzum bugün. Bakalım gecemiz nasıl olacak.
Akşam tam 19:30 da gittik yatağımıza ve gene protestosuz karşılandı odadan çıkışım. Gece uykuları harika.
Gene sadece 1 kez uyandı Türker ama saati sormayın. Bilmiyorum. Sanırım 00:00 civarıydı ve az bir müdahele ile kolayca daldı. Oturma, pekiştirme yapmadı dün gece. Ha bir de 05:15 de uyanacak gibi oldu ama yanına girince yattı hemen. Bunu unutmuşum. Bu ikisine de uyanma denmez aslında. Uykuya geçişte çektiği zorluklar. Bunları da yardımsız atlatabilir hale gelmesi hedefimiz. Bu da zamanla olacak sanıyorum.
Sabaha 06:45 de günaydın dedi oğlum. Günaaayddddıınn :)

Makarna

 
Makarna yerken dağılmış biraz :) 

GÜNDÜZ UYKUSU 1. GÜN

Ferber günlüğünün sessiz ama muhteşem dönüşü gerçekleşti.
2 gündüz uykusu ile bir gündüz uykusu arasında çelişen Türker Bey, annesinin de ısrarları sonu tek ve büyük bir gündüz uykusuna meyletmeye başlamıştı. Bu yoldan hareketle başladık Ferber'i gündüz uykularımızda uygulamaya.  Gece Ferber'le gündüz saldım çayıra yöntemiyle uyumak artık duygu ve algı dünyası büyüyen Cücemin kafasını karıştırmaya başladı.
Bu günlükte gündüz Ferber Yöntemine adaptasyonumuz nasıl  ilerliyor ve bu gece uykularımız nasıl etkiliyor bunu paylaşıcam sizlerle.
Bugün eve dönüş yolunda Türker'in Uykuyla Savaşı vardı. Çok uykusu gelmiş kuzumun. Eve geldik. Muhteşem bir ıspanak yemeğini bitirdik, meyvamızı yedik.
Oyunumuzu takiben uyku ritüelimizi yaptık. 13:05 de öpüp yatırdım Oğluşu.  Geçen sefer 10 dk ile başlamıştı uykuya dalışı ama bu sefer daha uzun sürdü.
13:15 de ilk kontrolü yaptım, 13:25 de ikinciyi. Üçüncü kontrole gerek kalmadan uyudu. Tam saati 13:31 bu da 26 dk da uyumuş demektir. Direnç var bu normal. Çünkü saldım çayıra metodlarıyla gündüz uykusuna epey alıştı. Buna da alışacak biliyorum. Bu sefer korkuyla değil güvenle bekliyorum.  Birazdan girip üstünü örtücem. Bakalım ne kadar sürecek bu gündüz uykusu.
45. dakikada uyandı, aslında  uykusunda söylendi demek daha doğru. Emzik verdim ve uyumaya devam etti.
Herşey yolunda giderse 15:30 da uyandırıcam. Tabi kendisi daha önce uyanmazsa.
Hiç de fena değil, aferin benim tatlı oğluşumaaaa... 15:10 da uyandı paşa oğlum. 1 saat 40 dakika.  bu süre yavaş yavaş uzayacak ve idealimiz olan 2,5 saate çıkıcaz.
 Az önce devam sütünü içti. Şimdi oyun keyfi yapıcaz akşam yemeği saatine dek.  :)
Akşam uykuyla buluşması nasıl olacak merak içindeydim, kuzu oğlum hiç mızırdanmadan karşıladı odadan çıkışımı. Genelde 30 sn 1 dk lık mızımalar olurdu. Bu sefer hiiç. Gündüz uykusunda Ferber, işimize nasıl yarayacak, gece uyanmaları nasıl olacak bakalım. Bekliyorum :)
Gene bir kere uyandı, 04:30 da ve sakin sakin yatmasına rağmen dalamadı uykuya.Tam daldı derken gözler kapalı bir halde babbaaaa  dedeee geyyy  neler neler. Sayıklıyor ve uyanıyor dalacakken. Büyümenin bu aşamalarında gündüz öğrenenlerle dolu olan zihin bunları çözme işini geceye bırakırmış. Bir nevi pekiştirme yani. 45 dk kadar pekiştirmenim ardından uyudu ve sabah 7 de güne başladı cücüem. Günaydın bebeğim.

DR. FERBER'İN GÜNDÜZ DÜŞLERİ

 Bugün çocuk hekimimiz Özlem Ablayı ziyaret ettik 11. ay rutin kontrolü için. Tamam biliyorum 11. ayda kontrol yok ama son zamanlarda E.A.S.Y  ve benzer etkinlikler Türkeri nasıl etkilemiş onu görmek istedim.
Gelişimini süper buldu Özlem Ablası. Çok sevindim. Koltuklarım kabardı walla :) 10,8  kilo ve 75,5 cm olmuş cücem. Yuppi. Yanakları renklenmiş herşey harika dedi Özlem Abla.
Şimdi artık gece uykularımız oturduğuna ve gece uyguladığımız Ferber Yönteminden herhangi bir olumsuz etkilenme olmadığına göre, bir süredir ara verdiğimiz gündüz uykusu çalışmalarına başlamanın zamanı dedim.
İlk seferde 10 dklık periyotlarla uykuya dalmış, bu süre azalacak gibi olmuş ama  2 saat olan uyku süresi 40-60 dk ya inmişti.
Şimdi tekrar deniyoruz. Günlük yeniden açılsın, pamuk eller klavyeye..

ARAP BACI

Zihni Sinir Nilhan'dan bir icat daha :)
Kağıt havlu rulosuna iplik dolamış. Kağıt da kaplanabilirmiş. Kartonlardan göz möz vs. Kafaya da  şerit kağıtlar. Olmuş da bitmiş. Çok şirin buldum. Paylaşayım dedim.

FERBER GÜNLÜĞÜMÜZÜN SON YAZISIDIR

Evet bu Ferber Denemelerinin son yazısı. Artık oğlum kendi kendine  uyuyor ve gece ( hastalık vb durumlar hariç)  sadece 1 kere uyanıyor. Onun da zamanla biteceğine inanıyorum.
Tam iki haftadır hergün daha da iyiye giderek sürdü denemelerimiz.
Tracy+Ferber ortak metoduyla başladığımız günden bugüne ana - oğul çok daha mutlu ve iyiyiz.
Bu blogu açarken koyduğum hedefe ulaştım. Türker Kağan melek günlerine geri döndü. Başladığımızda 9,5 aylıktı. Dün 11 aylık oldu bebeğimiz. Yaşına yaklaştık. :)
İştahı, yemek terbiyesi, davranışları,uykuya eğilimi, kendi kendine vakit geçirebilme yeteneği bu 1,5 ayki çalışmalarımızdan çok çok olumlu etkilendi.
Gündüz uykusunda Ferber uygulamaya başlayınca bunu gene gün gün yazıcam. Şimdilik bu kadar.

EV YAPIMI OYUN HAMURU

Canım dostum Nilhan,  lokum kızı Ece için yapmış. Ben de size göstereyim dedim. Hem daha sağlıklı, hem her an yapılabilir hemd e daha ekonomik bir secenek.
Ev yapımı oyun hamuru tarifi:

1 su bardağı un
1 su bardağı su
yarım bardak tuz
2 yemek kaşığı sıvı yağ
2 yemek kaşığı sirke
gıda boyası ( 1 yemek kaşığı kadar) ( Aktardan almış Nilhan)
önce un ile tuzu katıştırdım. suyu ekledim. ocağa aldım. yağı ve sirkeyi ekledim. en sonda
gıda boyasını. katılaşmaya başlayınca altını söndürdüm
bu ölçülerden baya oluyor. azaltarak yapabilirsiniz. ( su bardağı yerine çay bardağı ,
2 yemek kaşığı yerine 1 ölçek

15-16. GÜNLER

Yani 14. günün felaketinden sonra korkarak beklemeye başladım gecelerr desem yalan olmaz. Ama sanırım o günlük bir durumdu.
Ertesi gün yani 15. gün uykusuzluğuna inat bir şirinlik muskasına dönüştü oğlum ve 1,5 saatlik bir öğlen uykusuna gık demedi. Gece de sorunsuz daldı uykuya.
15. gecede
22:23
23:30 ve 06:22 şeklinde oldu uyanmalar. Öpüp başıma koydum elbet.

16. gün yani dün ise oğlum güne düşüp dilini ısırarak başladı :(: Kanadı epeyce. Çocuk bu düşe kalka büyüyecek elbet ama ana yüreği denen duygu yüklü makina tekliyor bu durumlarda.
1 saatlik öğlen uykusunu takiben gece show yaptı. Tütütütü
01:30 a dek uyanmadı cücem ama bu uaynmada zorlandı biraz uykuya geri dönmekte. Takip eden uyanmamız
04:30 ve sonrası yok. 7 de başladık güne. Şimdi ben yazarken kucağımda boncuk boncuk bakıyor ve kendi kendine nutuk atıyor  :)
Hadi bakalım. Başlayalım günümüze.

2. HAFTADA FERBER DEĞERLENDİRMESİ

2 haftayı geride bıraktık Ferber Yönteminde.
Ağlatmaya kıyamam, aman da aman dediğim, ağlamadan uyusun diye 28 gün uyumadığım oğluma sadece eziyet etmişim. Bunu anladım. Ferber yöntemi boyunca yaptığı ağlamaların süresi, ağlamadan uyusun diye uğraştığım zamanda gece uyanığ ağlamalrının yarısından az.
Şimdi tek pişmanlığım bu yöntemi Türker 6 aylıkken yapmamış olmak. Bu kadar zaman içinde çoktan herşey yoluna girmişti bile.
Neler oldu bu iki haftada :
Uykularımız
Gece uykularına tamamen tek başına yatmaya ve uykuya dalmaya alıştı. Artık son 5 gündür ortalama 1-2 dk da mızırdanmalar kesiliyor. Bugün sadece 10 saniye söylendi o kadar. Dün de neredeyse öyle.
Gece uyanmalarımız 0-2 aralığında gidiyor. Bu da azalacak zamanla biliyorum. Diş çabaları, yürüme çalışmalarının  heycanı epeyce etkiliyor Türker'i. Emerek ya da sallanarak  uyuyan aydaşları gecede 4-6 defa arası uyanıyor.
Babamız da çok sevinecek ve şaşıracak oğluşunun bu durumuna.
Gündüz uykularında da başladık Ferber uygulamaya. Şimdilik yol almış sayılmayız. Uykuya dalış süremiz 15-5 dk arasında oluyor ortalama olarak. Azalıyor günden güne. Ancak uyku süremiz tam bir felaket. Eskiden 2-3 saat uyurken şimdi 40-60 dk arası uyanıyor ve çığlıklarla. Mümkün değil tekrar uyumuyor. 2 hafta deniycem, eğer düzelme ya da gelişme görmezsem başka bir çözüm bulucam.
Davranışlarımız
Odasında sakince kendi kendine oynayabilme süresi epeyce arttı. Dış uyaranlara da bağlı olarak 10 dk ile 30 dk arasında oyalanabiliyor. Arada gelip, kucaklama öpücük depolayıp gidiyor. İştahı iyice düzeldi. Sorun kalmadı bu konuda diyebilirim, bir tek kahvaltı öğününü sevemedi Türker. Çalışıyorum ve yeni şeyler bulmaya uğraşıyorum.Bunu da aşacağımızdan eminim.
Açlık, uyku ve diğer ihtiyaçlar bastırmadıkça oldukça sakin bir yapıda olmaya başladı. Tekrar melek günlerine döndü oğlum.
Ben
Bana bişi olmadı daha. Hala en geç 2 saatte bir uyanıyorum. Kendime de Ferber uygulamayı düşünüyorum. Deliksiz uyuyan bir yapım hiç olmadı ve Türker için bu kadar çabalamam da bu yüzden. Doğru uyku alışkanlıkları kazansın diye.
Ancaaak, oğlumun sakinliği bana da yansıdı. Geceleri sık uyanmaya devam etsem de akşamlarım daha huzurlu artık. Birşeyler yapabiliyoru, kitap okurken oğlum uyanmaz deyip odaklanabiliyorum, duş yapabiliyorum ötesi var mı ?
Daha özgüveni yüksek ve sakin bir anne oldum artık. Oğlumu biliyor ve tanıyorum. Ne istiyor, neye ihtiyacı var anlıyorum. Bu da Tarcy Hogg sayesinde oldu.
Netice-i Karar:
Ya ya ya şa şa şa Richard Ferber çok yaşa !

KELİMELER YETMEZ ANLATMAYA

http://www.izlesene.com/video/muzik-notre-dame-de-paris---belle-garou-daniel-lavoie/902452

Dinlerken içinde olmak istediğim bir şarkıdır. Çok severim. Bu şarkıyı, kitabı, filmini ve müzikalini. Hayalimdi bir zamanlar bir müzikalde oynamak. Olmadı. Ama izlemeye doyamadım, hep sevdim.  Quasimodo benim antikahramanım.
Arzu edenler için:
güzel onu en iyi tanımladığını bildiğim kelime
o dans ettiğinde anlatabildiği hikayeler
özgür bir kuş uçmak için kanatlarını açıyor sanki
ve onun hareketlerini izlerken dua ettiğim cehennemi görüyorum

ruhumda çıplak dansediyor ve uyku bana gelmiyor
ve notre dame'a ettiğim bu dualar işe yaramıyor
söyle ilk elini kaldırıp taşlayan kim olurdu
ben o kişiyi yüceltir ve sonra yalnız başına ölmesini izleyip gülerdim
lusifer lütfen bırak beni Tanrı'nın aşkının ötesine geçeyim
ve parmaklarımı onun saçlarında gezdireyim esmeralda'nın

güzel ama onun içinde cehennemden gelen bir iblis var
ve o iblis beni Tanrı'dan uzaklaştırıyor düştüm
bunu benim içime koydu ki söylemeye utanıyorum
içimde Tanrım olmadan ben sadece yanan bir kabuğum

içindeki kişi Havva'nın aynı çok iyi biliyorum
onun isteği için biliyorum ki ruhumu satardım
güzel bu çingene kızın teninin hemen altında bir ruh var
ve biz tüm insanların günahlarını taşıyor
notre dame lütfen bırak beni Tanrı'nın aşkının ötesine geçeyim
esmeralda'nın içindeki aşkın kapısını açayım

güzel onun gözleri bizi cehenneme götürecek gibi görünse de
o kelimelerin anlatabileceğinden çok çok daha saf olabilir
ama o dans ettiğinde hiçbir erkeğin bastıramayacağı hisler uyandırır
gökkuşağı renkli elbisesinin altında yanan bir kaynak vardır

bana vaat edilenim lütfen bırak bir kez yanlış yapayım
Tanrı'nın önüne çıkmadan önce seninle evleneyim
bunu kim yapardı kim ruhunu ondan korumak için arkasını dönerdi
onunla olmak için bırakırdım şeytan beni tümüyle alsın
ben hiç aşk bilmeyen bir adamım
ama esmeralda gülünü açtırmaya gidiyorum

ruhumda çıplak dansediyor ve uyku bana gelmiyor
ve notre dame'a ettiğim bu dualar işe yaramıyor
söyle ilk elini kaldırıp taşlayan kim olurdu
ben o kişiyi yüceltir ve sonra yalnız başına ölmesini izleyip gülerdim
lusifer lütfen bırak beni Tanrı'nın aşkının ötesine geçeyim
ve parmaklarımı onun saçlarında gezdireyim esmeralda'nın

İlk Doğum Günü Hediyemiz :)

http://www.izlesene.com/video/cocuklar-turkere-nehir-teyzesinden/1939659

İnanın söyleyecek kelime bulamadığım ender anlardandır hayatımda ki ben kolay susmam, bilir herkes. Sizlerle de paylaşmak istedim.
Nehir, sana birşey yollicam dediğinde hiç bişi ummamıştım. Sonra, Türker için dedi. Acaba ne dedim. Bir video inmeye başladı. Bir indi pir indi. Bu benim tatlı oğlumun ilk doğumgünün ilk hediyesi. Ömürünün  ilk  doğumgünü hediyesi.
Nehir Teyzesi uğraşmış, resimlerini toplamış, oğlumun adına  bir de ninni hazırlamış. Bir klip yapmış Türker'e. Zaten acaip duygusalım doğurduğumdan beri. Ne desem boş. Sadece izledim ve mutluluktan ağladım. Hem güldüm hem ağladım.
İnan bana Nehir, ömrümün en değerli armağanlarından biriydi ve oğlum için ömrümüz oldukça saklıycam. emin ol :)
Çok Çok Çok teşekkür ederiz.

13. GÜN

Bugün dünün aksine kapalı, soğuk ve yağdı yağacak bir hava vardı ve eve tıkıldık :(
Öğlen uykumuzda gene Ferber yaptık ve gene 40. dakikada uyandı çığlıklarla. Çalan kapının da etkisi oldu bu sefer. Çabalamalar sonucu uyudu tekrar. 13:25 de 15 dakikada uykuya  dalmıştı, 14:00 de uyandı, tekrar uyuduğu saati tam bilmiyorum ama 15:15 de ben öperek uyandırdım oğlumu.
Akşam yemeğini güzel yedi. 19:00 da başladık banyo vsvsvsvs derken 19:32 de öpüp çıktım kuzumu ve aynı dakika içinde sesi durdu.
20:00 de üstünü örttüm çıktım. Tatlı, renkli rüyalar bebeğim.
Yatışından itibaren 01:30 a kadar deliksiz uyudu. Gıkı çıkmadı diyebilirim. Az bir yardımla uyudu kolayca.
Birdaha ki uyanış 05:30 ve uyumak bilmedi oğlum. Artıkk yorulup yanıma aldım bari o tursun ben de uzanayım diye. Sanırım 6 yı biraz geçe uyudu. 7 de uyandı. Bu gece de böyle bitti.

12. GÜN

Bugün güzeldi hava. Çok güzeldi. Eee naaptık.? Oğluşları alıp parka gittik akşam üstü. Çok ama çok eğlendiler. Resimler Foto Emine de :)  Perşembe günü alıcam. Paylaşırım sizlerle de.
Öğlen uykumuzda da Ferber yaptık bugün 5 gün aradan sonra ve gene yaklaşık 40 dakika sonra çığlıklarla uyandı. Ne oluyor anlamış değilim. Tesadüf mü değil mi zaman gösterecek.
Güzel bir akşam yemeğinden sonra, banyo vsvs ritüel derken, 19:37 de koydum yatağa  ve 19:38 e dönmeden saat sesi kesilmişti. Az önce örttüm üstünü, mışıl mışıl uyuyordu. Aferin bebeğime.
Tatlı rüyalar melek oğlum. Güzel bir gece olur umarım.
Dişler mi sebebi başka birşey mi bilmiyorum ama oğlum çok huzursuz bir gece geçirdi. Yine de uyandıkça azimle kendisi uykuya dalmak için uğraştı. Gurur duyuyorum seninle oğlum.
Uyuduğu saat 19:37 den 04:45 e dek deliksiz uyudu bebeğim. Tam 9 saat. 4 ya da beş kere minik mızırdanmalar ve hafif ağlamalar geldi içerden ama her seferinde başardı tekrar uyumayı.
04:45 de yanına gittim, ağlamasından belliydi kendi uyuyayamayacak. Yatırdım, örttüm, elini tuttum uyudu çabucak.
05:25 de tekrar uyandı. Baktım karnı ağrıyor, terlemiş, yanıma aldım. Zor daldı uykuya ama daldı. 07:25 de uyandı  canım oğlum.
Sanırım bu karın ağrısı bir süre daha yakamızı bırakmayacak. Sebebini bulamıyorum. 11 aylık oluyoruz haftaya ve doktor Özlem Abla'ya gidicez kontrol için. Gerekirse tahlil falan yapılır. Belki de geçer o zamana dek.
Günün güzel olsun oğlum, seni çok seviyorum.

11. GÜN

Artık oluyor sanırım. Bugün tam 1 dk da uykuya daldı Türker Kağan :)
19:37 de yatağına koydum, 19:38 de tamamdı. Sesi kesilmişti. Aferin oğlumaaaa.
Bugüne damgasını vuran an ise, Türker Bey'in dolaptan zeytin aşırıp ağzına attığı ve Foto ŞipŞak annesinin de bunu elbetteki kaçırmadığı andı :) Yahu oğlum aç değilsin daha yeni yedin. Ne bu zeytin aşırtmacılığı şimdi.
Gündüz de iyiydi bugün. Mızırdanma az, tekbaşına oyun saatleri uzuyor giderek. Çok iyi. İştahı da gayet iyiydi bugün.
Gecemiz nasıl geçecek onu bekliyorum şimdi. Ben kahvemi alır çekilirim walla köşeme. Gerisi Türker'e kalmış :) Tatlı rüyalar bebeğim.
Gece 01:55 de  uyandı ve epeyce zor daldı uykuya. Sonraki uyanışı 06:15 oldu. Çook uykuluydu, baktım kalkacak gibi değil, yatırmamla uyuması bir oldu.
07:40 da güne merhaba dedi oğluşum. Günayydııın.

10. GÜN

Evet bugün büyük gündü bizim için. Çünkü saatler 1 saat ileri alınmış. Mış diyorum çünkü dünyadan bihaberim ben :) Sabah baktım pc ile telefonun saati farklı. Emine söyledi.
Hem E.A.S.Y  hem de Ferber metodu için bir sınavdı bugün. Kitaplardaki öneriler doğrultusunda herşeyi yine normal saatinde yaptık. Dolayısıyla 1 saat erken olmuş oldu. Türker güzel uyum gösterdi.
Gün içinde sorun yaşamadık. Hatta iştahı hergünkinden daha da iyiydi. Korkum uyku saatleriydi. Ama öğlen uykusunda umulan olmadı. Herzamanki 13:00 - 13:15 aralığında uyudu Türker. Akşam da güzel yedi.
19:00 da girdik banyoya, yağlan, giyin vs. Biraz uzattım walla içgüdüsel olarak :) 19:20 de başladık uyku ritüeline ve öpüp yatırdım " fırçasıyal" cücemi.
19:33 de kapadım kapıyı. Korku yok değildi ne yalan söyliim. Ama pek de umduğum gibi olmadı. Gittikçe azalan sesin kesildiğini ben 19:38 de farkettim. Demek ki kabaca 5 dk da sakinleşip uykuya geçmiş oğluşum. Biraz daha önce de olabilir. Çünkü telsiz kapalıydı ve ben de en uç odadaydım. Yine de 5 dk dersem bu iyi bir sonuç. 1 saat önce yaşadı günü çünkü ve bu ilk gündü. Yarın ya da en geç öbürgün normale döneriz diye tahmin ediyorum. Aferin benim kuzu oğluşuma.
Umarım gece de normal seyrinde uyanmadan gider. Tatlı rüyalar kuzum benim :)
:( 20:00 de yayına girdim üstünü örtmek için ama odada kesif bir koku. Ters yatmıştı, çevirmek için eğildiğimde beşiğe, yemek sonrası kakasını yapmasına rağmen, dopdolu ve mis kokulu bir bezle karşılaştım.  EEEEE, ayıkla pirincin taşını.. Altında bırakılmaz, eziyet, uyandırır eninde sonunda zaten pişik olur. Altını açsam %1500 uyanır. Tekrar nasıl uyur? vsvsvsvs derken Kuzen Umut bizdeydi. Gel oğlum yardım et dedim. İki kişi belki uyandırmadan yaparız. Umut ıslak mendilleri ayarladı vs derken gene de uyandı. Ama gördüm ki altta kalacak bir bez değil yani. Badisi, pijaması komple bulaşmış. Onları sadece sildim çaresiz. Sabah banyoya sokarım. Çabucak altını değiştirdik. Ama uyandı kuzum. Ağlamaya başladı. Kucaklayıp Aydedeye baktırdım biraz ve ritüelin son cümlelerini söyledim ve yatırdım. 20:09 idi saat. Bu zor şartlara rağmen( kaka, soğuk ıslak mendil, uyku arasında tepesinde kendisini soyan çekiştiren iki kişi ve oyun oynamaya bayıldığı Kuzen yanında :))  uyudu. Zor sayılır ama haklıydı. 5. dk da kontrole gittim.  Türker 20:17 de 8 dk sonra uyumuştu. Şimdi üstünü örtmek için epeyce beklemeliyim çünkü hassas bir noktasındadır uykusu artık. Başka aksilik olmadan atlatırız umarım geceyi.
Başka bir aksilik olmadı ama karın ağrısından dertliydik gece. Bu yüzden 22:55 ve 00:55 de uyanmalar yaşadık.   Sonuncusunda zor daldı biraz. Karnını ovdum. SIcak havlu falan. Ancak öyle rahatladı.
Sabaha dek başka uyanma olmadı. 06:50 de günaydınlaştık. Büyük yatakta keyif yaparken 30 dk lık bi şekerleme daha yaptık ana oğul. 07:30 da sütünüiçerek başladı güne. Bir gece de böyle geçti. :)

ODA SÜSÜ

Portakal kabuklarından yapmış İlknur kızına. Misss gibi de kokar o şimdi. Ben yapıcam Türker'e ama yemesinden korkarım :)
İlknurun Notu :
haaa bu kuruyunca tıkırdıyor
sarmal şekilde yaparsan rüzgar gülü olur
bir yuvarlağın çevresine yani
bir de aralara boncuk
mesela inci boncuk gibi
kurudukça açılmazlar
sağlam kalır


Dedi bana.

MAMA SANDALYESİ

Canım İlknur lokum kızı Akişe yapmış bu mama sandalyesini :)
Ben bayılmıştım. Rica etmiştim yollamış. Çok süper fikir. Tebrikler  İlknur.

9. GÜN

Ya bu bebek milleti gerçekten inanılmaz. Anlatıcam Bir saniye :)
06:35 başladık güne ve güzeldi. Diş yüzünden epey huysuz anlarımız olduysa da atlattık.
Çok ama çok iştahsızdı. Sadece biberonu kabul etti. Ta ki akşam açlıktan delirene kadar. Bir kase brokoli çorbası, bir dilim somon ve bir kavanoz meyva püresinin hakkından geldi akşam yemeğinde.
19:00 da başladık uyku hazırlığına. Banyo vsvs derken saç fırçasıya oynuyordu cücem. Giydirmek için elinden aldım ama o nasıl ağlamak. Etinden et kopuyor sanki. E oğlum peki al fırçanı. Sustu. İç çekerek fırçasıyla oynuyor.
Ritüele başladık, biberonunu içiyor fırça hala elinde. Bıraktım. Öpüp yatağına koydum, az mızırdanma başladı çıkarken. 19:21 idi. Sesi kesildiğinde de 19:24  :)
19:44 de üstünü örtmeye gittiğimde fırçasına sarılmış uyumuştu :)  Fırçanın resmi üstte :)
Hay allahım yaaa... Deli oğlum benim. Yok LuLa, yok Uykucu yok bilmemne ... Neler verdim eline. Hiç birine böyle sarılmadın.
Ne diim sen mutlu ol yeter.  :)
Umarım sık uyanmadığı bir gece olur. Tatlı rüyalar bebeğim benim .
Çoook muhteşem olmasa da iyi bir gece geçirdik.
22:54 de kısa birağlama ve yanına girip yatırınca uyudu hemen.
2. uyanması 05:25 de oldu. Onda biraz uzun sürdü dalması ama karnının ağrıdığını belli etti. Ovaladım rahattalattım uyudu kuzum.
Güne başlama saatimiz de 07:05 oldu.
Bu gece de böyle geçti.  :)

8. GÜN

Artık gündüzlerimizi yazmıyorum. Belli işte. Okuyanlar artık saate bakınca hımm Türkerin yemek saati geldi diolardır :)
E yeter dimi. Belli başlı şeyleri yazarım yeter bize.
Bugün 07:00 de başladık güne. Deliksiz uyumasının ödülü olarak 6 dan sonraki 45 dk 1 saatlik şekerlemesini benim koynumda uyudu Türker Bey :)
Öğlen uykumuz gene azdı. 50-60 dk kadar.
Akşam 19:00da başladık hazırlığa, banyo, yağlan, giyin, mama iç derken ritüele başladık.
19:23 de yatağına koyup öpüp çıktım odadan. Mızırdanmalar tam gaz ama ağlama pek yoktu. Koridor boyundan salona gidene dek sesi kesildi kuzumun. Okadar sevindim ki hemen Emine'yi aradım veee telefondaki sesime hoop ağlamaya başladı. 19:28 de başladı ağlamaya. 19:34 de uyumuştu. Birdaha yapmam böyle hata. Çok üzüldüm çook :(  Yoksa kuzum 1 dk gibi bir sürede susmuştu.
Neyse gene de iyi durum. Aslında 1 dk da gene olarak 11 dk da 2. yi sayarsak 6 dk da uyudu. Can kurban bu duruma.  :)
Bakalım gecemiz nasıl olacak ? Şans dileyin millet bize :)
Gecemiz için offffff demekten başka tarif yok.
Önce  20:35 de, uyuduktan tam  bir saat sonra, çığlıklarla uyandı. Ne mızırdanma ne ağlama. Direk çığlık. Gittim, ayakta. Çabucak sakinleşip uyudu.
21:43 ve 22:18 de iki minik ıhhlama ve takiben 22:38 de gene uyandı.  Ters giden ne ?
Odası serin geldiği için bir ince battaniye daha örttüm. 02:48 e dek sakince uyudu.
Bu uyanma da ise sakin gözükmesine karşılık uykuya dalamadı bir türlü. Biraz rahatlasın, kokumu alsın diye yanıma yatırdım.  03:30 u geçiyordu beraber uyuya kalmışız. Sık sık mızırdadığı, rahatsız bir uyku uyudu 06:35 e dek. Ve sabah mamasının  ardından kusmalar da başladı. Dün akşam ki kakamız da ishalimsiydi zaten.
DİŞ :(
Ağzına bakınc üst damaklar kızarmış, şişmiş ve bir tanesi belli olmaya bile başlamış. Önceki dişlere bakarak, bu dişler patlayana dek bu tip geceler yaşarız daha. Fitil ve diş jeline  rağmen bu kaçınılmaz.
Umarım çok ızdırap çekmeden gelir yeni incileri kuzumun.

1. HAFTA FERBER DEĞERLENDİRMESİ

Dün 7. günü bitirdik  Ferber Yöntemiyle.
Kısaca bu 7. günde neler oldu:
1. GÜN
Uykuya dalma: 51 dk.
Uyanmalar: 20:50- 21:45- 01:47- 02:45- 04:15- 05:55
2. GÜN
Uykuya dalma: 45 dk.
Uyanmalar: 01:47- 02:41- 05:55
3. GÜN
Uykuya dalma: 12 dk.
Uyanmalar: 23:40- 03:15- 04:15
4. GÜN
Uykuya dalma: 18 dk.
Uyanmalar: 00:22- 06:00
5. GÜN
Uykuya dalma: 7 dk.
Uyanmalar: 21:20- 22:11- 05:55 ( telefonlar yüzünden uyandığı gece)
6. GÜN
Uykuya dalma: 17 dk
Uyanmalar:  01:43- 03:25 05:55
7. GÜN
Uykuya dalma: 2-3 DK.
Uyanmalar: Hiiiiç  :)

BU SEFER KESİNLİKLE BİR İYİYE GİDİŞ VAR. BOŞA DEĞİL ARTIK EMEKLERİM. OĞLUM KESİNLİKLE KENDİSİ UYUYOR VE GECE UYANMALARI DA GİTTİKÇE AZALIYOR. MUTLUYUM.

DUYGU'NUN METEHAN SELİM'İ

Çoook bekledik biz bu cüceyi çook. Günleri saydık, umutlandık,  umudumuzu yitirdik.
Sonra benim ilk anneler günümde Duygu aradı ve "HAMİLEYİMMMM " dedi. Ağlamıştım sevinçten. O umutlardan o bekleyisten işte bu küçük adam doğdu.

Tüm dileklerin böyle olsun Duygucum. İkiniz de çok değerlisiniz benim için.

BİDONLA DÜET

http://www.izlesene.com/video/cocuklar-bidonla-duet/1917275

YORUMSUZ !

7. GÜN

Bugün 07:15  de başladı güne Türker Kağan,  sütünü içti  07:30 da ve 8 e kadar beşiğinde oynadı müzüik dinledi. Şimdi de yaramazlık peşinde . Ne ilginç, hiç de huyu değildir oysa ki :)
Öğlen uykusunda Ferber denedik bugün ilk defa ama elimde patladı. Uykuya sorunsuz 10 dk da daldı ama 50. dk da uyandı bi daha da uyumadı. Herşeyi ama herşeyi denedim, yanında durdum, salladım ( evet malesef) kucağıma aldım nafile. Ağlamaktan şişti ama uyumadı.  Çok üzüldüm.
Akşamüstü kuzenle kudurdular, Ardalar geldi onunla oynadılar, akşam yemeğini iştahla yedi kuzum. Maşallah.
19:00 da banyo giyin, mama iç, ritüele başladık. Beraber oturma kısmında herzaman sakince Aydede'yi seyreden cücemde bişi var busefer. Kıpır kıpır, ıhhhlar mızırdamalr durmuyor, gözler ovuşturuluyor habire, bıraktım kucağımdan ne yapacak diye, kalktı gitti yatağının yanına yere uzandı :)  Uzatma da uyut beni dermiş meğer.
Aldım, ritüeli çabucak tamamladım.
19:21 de öpüp çıktım kuzumu. Saati defterime not aldım. Salona geldim, cep telefonunun alarmını 19:26 ya kurdum ilk kontrol için ama o da ne uyumuş  :)
19:23 de sesi kesildi bebeğimin. Çok mutluyum. Gündüz ki uykusuzluğunun da etkisiyle olmalı ama yine de güzelce 2 dk da uyudu. Çok ağlamadan, mızırdanmalarla. Yarın gece böyle kolay olmayabilir, biliyorum. Ama olsuuuuun :)
 LALALALALALALALAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA TÜÜÜRKEEEEEEEEER KAAAĞAAAAAAAAAAAAN
:D SENİNLE GURU DUYUYORUM OĞLUM.
 Bakalım gece uyanmaları nasıl olacak.Bol şans bize :)
Baktım gece uyanmaları nasıl  olacak diye. Moralim sıfır. Çok zordu. 2-3 saatte bir uyanıp bişiler atıştırmak istedim sürekli. Ev de bi sıcak. habire susuyorum. E kalk, bişiler atıştır, su iç, yat. Uyku mu kalıyor insanda? Çok bölük pörçük uyudum gerçekten, bir de abuk subuk rüyalar gördüm. Kabus desen değil, rüya desen değil... Gecenin 1/3 ünü ayakta, 1-/3 ünü yatakta ve uyanık geçirdim. E kalan kısmını da uykuda haliyle. Ama dinlenememiş hissediyorum bu sabah.
Türker Kağan'mı ? Haa onda sorun yoook. Akşam 19:23 den sbah 06:05 e  dek hiç uyanmadan uyudu.
:) :) :) :) :) :)

6. GÜN

07:05 de uyandı ve beni de Türker uyandırdı bu sabah. :)
180 ml sütünü içti, şimdi oyun peşinde koşuyor. Seni seviyorum kuzum benim.
Bugün oyun grubumuz vardı ve 11:00 gibi oradaydık.
Öğlen yemeğini yedi 12:30 da ve 13:00 de uyumuştu. Biraz iştahsızdı. Belki de bu sebepten 14:30 da uyandı. Sütünü hazırladım ve 15:00 de içirdim.
Akşam yemeğini 17:30 da iştahla yedi. Öğlenin etkisi olmalı.
19:00 da banyomuza girdik, mamamızı içtik ve ritüelimizi yaptık.
19:31 de yatağına koydum, öpüp çıktım. Bugün ilk kontrole dünkü mantıkla 3 dk sonra girdim ama takip eden 10 dk sonra 2. kontrol vakti geldiğinde uyanıktı hala ve ağlıyordu. Ya dün tesadüftü ya da bugün.
19:44 de 2. kontrole girdim ve sakinletip çıktım. 19:48 de uyumuştu bebiş.
Tam 17 dakika. Artık daha kısa olması gerekir diye düşünüyorum. Dalgalanıyor çünkü.
19:58 de uyuduktan 10 dk sonra girdim üstünü örttüm. Canım benim yaaaa, aşığım sana bebişimmm.
Bu kısmı atlattık. Bakalım gece uyanma olacak mı ve kaç defa olacak. Bol şans bebeğime ve bana.
Eveet gelelim gecemize :
17 dk da uyumuştu ve bu 6. gün için  bana uzun gelmişti biraz. Ama bu tür öğrenmelerde bazen gerileme günleri olabileceğini hatırlattı bana Emine. Belki de böyledir dedi.
Uyanmalarımıza gelince :
01:43 de uyandı. Kolay sakinleşti ama zor daldı uykuya.02:03 de uyumuştu.
03:25 de uyandı. Gene çok zor uyudu. 03:50
05:55 de uyandı ve pıt die daldı.
Son uyanışı 07:15.. Günaydın Bebeğim.

BÖYLE ANLAR DA OLMASA

Oğlum, meleğim, bebeğim... Canım Türker Kağan'ım.
10,5 Aylıktan beri başladı ilk adımların ı atmaya :) Şimdilik yardımlaydı. Ama son 2-3 gündür kendi kendine ayakta dururken ulaşmayı çook istediği bişi görürse ( açık wc kapısı mesela, klozete el sokacak off) bir iki adım atıyor o şeye doğru.
Sanırım yakında başaracak yürümeyi. Çok mutluyum yaa.
Geçen akşam da uyku ritüeli sırasında kucağımda otururken bana döndü gülümsedi ve bee geydii dedi. Hehe :) Baba, dede, gel, Addaaa (Arda) be, (ver) diyor. Acıkınca ımmaa , uykusu varsa mmmm  :)
Dünyanın en özverili yolculuğu annnelik sanırım.
Böyle anlar da olmasa........... Nasıl ağlıycaz mutluluktan.

BENCE HAKLI

Canım arkadaşım Nehir göndermiş bana. Çok  hoşuma gitti :)

5 GÜN

Güne 07:00 de başladı bebeğim. Neşeli, sakin.
Arada dişler bastırınca acık mızrdasa da genel olarak iyiyiz.
Bu sabahımızdan bir kare yukarda işte :)
Sütümüzü içtik. Kahvaltımızı ettik. Emine  ile Arda Efe yi bekliyoruuz :)
 Geldiler ana oğul ve 12:15 de yedirdik bebeleri. Beraberce yattılar öğlen uykusuna biz de bir ohh dedik.
Uyanınca atıştırmalıklarını yediler. Oynuyorlar şimdi :)
17:30 da akşam yemeklerini yediler.
Arda Efe Ve annesini yolcu edince biraz daha oynadık.
19:00 da banyoyla başladık uyku hazırlıklarına. Yıkandık, kremlendik, oynaştık, giyindik.
220 ml sütlü mamamızı biberondan lüp lüüp içtik :)
Başladık ritüele.
19:32 idi tam yatağa koyduğumda. İlk  kontrole a5 yerine 5 dakika sonra gittim.
Sakinleştirip odadan çıktığımda 19:38 idi saat.
Uyuduğunda ise 19:40. Tam 8 dakika.
NOT: Dün geceden bir şey öğrendim. Türker Kağan ilk kontrol için yanına girdikten sonra sakinleşme sürecini başlatıyor. Bu yüzden bugün 15 dk sonra ilk  kontrole gitmem gerektiği halde denemek amacıyla 5 dk sonra gittim. ( Dün 10 dk sonra gitmiştim ilk kontrole.) Demek ki her bebeğin bir usulü var. Türker'i tanımam sayesinde ve gözlerim yardımıyla sanırım uyku süresini kısaltabilicem. Bebeğimi böyle tanımayı ve anlayabilmeyi kesinlikle Tracy ye borçluyum. Onu okumamış olsam belki de "Bu yöntem de işe yaramıyor off . Dün 12 dakikada uyumuştu, bugün 18 dakikada uyudu." der ve dün bırakırdım belki de. Saol Tracy  Hogg. Yarın, bu aydaki bebeklerde henüz zaman kavramı olmamasından da yararlanarak 2-3 dk sonra ilk kontrol için yanına girmeyi ve durumu gözlemlemeyi planlıyorum.
Şuanki durumda
1. gece 50 dk
2. gece 47 dk.
3. gece 12 dk
4. gece 18 dk
5. gece 8 dk
Bu gayet net bir ilerleme tablosudur benim için ve yöntemin işe yaradığını gösterir. Gecelerdeki uyanma sayıları da bunun kanıtı. (Bknz. 4. Gün başlıklı yazımın son bölümü)
Gece uyanmalarımız nasıl olacak beklentisiyle dinlenmeye çekiliyorum artık :) Umarım dünkünden kötü olmaz.
Çok kötü bir gece geçirdim ben. Çok yüksek sesle ve çok uzun telefonda konuşmak zorunda kaldım ve çok çok üzücü sonuçlandı bu telefon trafiği. Türker 21:20 ve 22:11 de sesime 2 kere uyandı. Kapalı kapıya rağmen. Ona ihitiyacım vardı ve uykuya. Yanıma aldım oğluşu. Beraber uyuduk. Sadece 05:20 de uyandı bir kere. Yanımda yatmasına ragmen zor uyudu. Demek ki benimle alakası yok durumun. Başka uyanma da olmadı. Eğer telefon meselesi de olmasa uyanacağını sanmıyorum. Gene bir uyanmalı bir gece olacaktı.
Düzenimize zorunlu olarak verdiğim 1 gecelik bir ara oldu aslında. Napalım olsun varsın.
07:05 de uyandı bebeğim.

Pasta Versenizeeeeeeeeeeeeee

http://www.izlesene.com/video/cocuklar-pasta-veriiin/1906635

Akşam 5 çayı keyfi tatlı Emine ve yakışıklı oğlu Arda Efe ile ve bu esnada Türker Kağan'ın yırtınışları :)

Şoktayım, şaşkınım, mutluyum. Saati kurmuştum 06:50 ye ama kapatıp uyumuşum. Telsizden gelen seslerle zorla açtım gözümü,sesler Türkerin tamam, sabah olmuş ona da tamam ama benim oğlum ağlamıyor. Mırıl mırıl sohbette kendisiyle. Kimbilir nezaman uyandı bilmiyorum. Yanına gitmesem nekadar daha orda sakince kalırdı bilmiyorum. Çok mutluyum çook.  :) Oğlum ilk defa bu şekilde beni çağırarak ağlamadan güne başladı.
Saate baktım 07:10. Ohhh yaaa ohh :)c
Gittim yanına acele etmeden, günaaaayyydıın bebeğiim, aferin sana, ne kadar güzel kendi kendine eğleniyırsun beşiğinde sen deyip açtım perdelerini. Anne seninle gurur duyuyor. Odada ki  "miss" kokulardan belli kaka yapmış ve belki de buna uyanmış. Bilemem. Ama çok tatlı ve mutluydu. Bezini değiştirip aldım bizim yatağa, biberonunu hazırladım. Kahvemi yaptım. Karşılıklı içtik. ( Babamız da olsaydı ahh keşke, kahveler iki olsaydı :( )
Kocaman öpücükler, göbek öttürmeler, kucaklamalar ve gıdıklarla başladık 4. güne. Yukardaki resim ben biberonu ve kahveyi hazırlamaya gittiğimde Türker Kağan'ın halidir.
Bakalım bu gün ve bu gece nasıl olacak. Yaşayalım görelim :)
Uzun zamandır tek öğlen uykusu için ısrar eden oğlum, dün  sabah uyumak istemiş ama öylesine birşey diye düşünüp uyutmamıştım. Az daha öğlen gene uyuyordu mama sandalyesinde.
Bugün daha ısrarlı ve açık sinyaller verdi. Az önce uyuttum paşamı 09:35 de kolayca uyudu. Tatlı rüyalar meleğim beniim :)
11:00 deuyandı paşam ve günü gerisi de pek bir aksaklık olmadan geçti gitti.
19:20 da banyodan çıktık. Hazırlandık ritüelimizi yaptık.
19:38 de öpüp bıraktım yatağında. Akşam uykusundan 16:30 da uyanmıştı. Biraz tereddütlüyüm aslında erken mi diye.
19:48 de ilk kontrolü yaptım. Ara ara ağlıyor, mızırdanıyor. Sakinletip çıktım yanından.
2. kontrol 10. dk sonraydı  ama gerek kalmadı. 19:55 de 17 dk sonra uyumuştu. Biraz bekleyip girdim ve üstünü örttüm.
Gece yarısına kadar sesi çıkmadı kuzumun.
00:22 de uyandı.  Girdim yanına hemen yatırdım. Çabucak daldı. Hatta uyanmamıştı bile desem yeridir. 10 dk kadar ortalarda (odası dışında) dolanıp bekledim. Ihh. uyumuş belli. Dalmış uykuya meleğim.
LALALALALALALALALAAAAA OLEEYY
06:00 da uyandı. Baktım yüzüne şöle bi. Gülücük atmaya çalışıo ama uyku var daha. Yatırdım. Bi 10 dk içinde uyudu. Uyumasaydı günaydın deyip alacaktım.
Sonrasında 07:00 de uyandı ve neşeli.
Sadece tek bir uyanma sayılır aslında. Bi de sabah keyfi hehehe  :D
Çok mutluyum. yoluna girecek belki de bu sefer. Çünkü gecen sefer ki gibi bigün uyu, üç gün saat başı uyan olmuyor.
İlk gece çook sık
2. gece 4 defa
3. gece 3 defa
4. gece 1 defa.
Hadi bakalım kolay gele.

Tek Tek Yutaraktaaan...

http://www.izlesene.com/video/cocuklar-turker-beyin-manti-keyfi/1904367

Yerim o mantıları avuçlayan yumuk elleriniiii, kuuuzum benim. :P

3. GÜN

06:50 de başladı güne Türker Kağan. Gayet neşesi yerinde, mutlu ve huzurlu gözüküyor. Benim yatağa gidip, sarılmaca oynadık. Öpüştük, koklaştık. Kahvaltı saatlerini sevmiyor Türker, zorlamadım 07:30 diye. Diş yüzünden zaten kaşığa tepkili.
Oğluma bir kıyak yapıp biberonla verdim kahvaltısını :) Zevkle  etti kahvaltısını. 09:30 gibi de katı bişiler yediririm.
Şimdi gayet sakin kendi kendine odasında oynuyor, arada yanıma gelip kucaklama+ öpücük alıp dönüyor :)
Şimdilik herşey yolunda.
Öğlen erken acıktım dedi. Tamam derhal. 11:45 de oturduk yemeğe ve inanılmaz şekilde az daha gene uyukluyordu masada.
Hemen bıraktık yemeği, temizlen ritüel vs. Hoop. 12:10 da uyudu. Ta ki 14:30 a dek.
15:00 de sütünü içti. Oynadık.
Akşam 17:30 da yedi yemeğini. Güzel bir öğündü. Banyo, ritüel vsvs 19:35 de tamamen uyanık öpüp yatağına koydum.
İlk gece kontrole girdiğimde uyuduğu ve gene saat başına yakın uyandığı için saymamıştım ben. Ama Türker saymış anlaşılan.  O gün 50 dk kadar ağlamıştı. Dün 47 dk ağladı.
En zorunun 2. gece olduğunu söylüyor kaynaklar. Birinci gece ağladık tamam ama anne bak bu gece ciddiyim haaa demek isterlermiş. Ve en uysalından en inatçısına 1 saat ile 2,5 saat arası ağlamak beklentiler çerçevesinde. Ne uysal ne de inatçı, orta şeker bir bebek Türker Kağan. Bu geceyi 2. gece farzedip ( 1. gece ben yanındayken uyuduğu ve dün gece de 45 dk kuralına uyduğu için) 1- 1,5 saat ağlamaya hazırlandım. Kitaplarım, çayım pc açık vsvsvsvsvs. Dayanıcaktım yolu yok. Bir yola çıktım madem.
Yatırdım ritüelden sonra öpüp ve ben kapıya döner dönmez ağlama başladı. Hadi dedim hayırlısııı. Çıktım yanından. İlk kontrol 5. dk da olmalıydı. 6-7 dk gibi girdim yanına. Sakiiin bebeğim, herşey yolunda, uyku vakti, başaracaksın sana inanıyorum, aferin bebeğim dedim gülümser bir sesle. Yatırdım ve çıktım yanından. 19:43 dü yanından çıktığımda.
İkinci kontrol 19:53 de olacaktı. Başladım beklemeye. Gözünüz saatte olmasın deseler de gözüm satte. Bu arada ağlamalar kesildi ve mızırdanmalar başladı. 19:47 de upppssssssss sesin kesildiğini farkettim.
20:00 de girdim yanına, yatışını düzelttim, üstünü örttüm ve çıktım. Melekler gibi uyuyor şimdi.
Tam 12 dk da uyudu kuzum. Hiç beklemediğim bir başarı. Çok mutluyum çoook  :)
Şimdi gecenin gerisine karşı meraktayım. Bakalım nolacak ?
22:50 a dek hiç sesi çıkmadı Türker Kağan'ın. Çooook kısa bi ıhh sesi ve gene sessizlik. Başarmaya uğraşıyor  bebeğim.
23:40 da uyandı. Girdim yanına, yatırıp popo ya patpat. Okadar. 2-3 dk da uyudu. Şimdi benimle uyuduğu için uyanacak artık. Biliyorum.
03:15 popoya patpatla uyudu.2-3 dk sürdü.
04:15  of of. 10 dk da ancak sakinleşti. Kucak istiyor ve sürekli kalkmaya uğraşıyor. Ağlama falan yok. Bu gecenin en başından beri parmak ve emzik vermedim.
Dalmasını ebklerken odasında notlarımı  yazıyordum. Bitti. Baktım dalmak üzere. kalktım. Of yaa. Ben ayağa kalkanın daaa o sandalyeyei oraya koyanın daaa gıcırtt diye gıcırdayan o sandalyenin deeee........................................... ne diim. Paat die açıldı gözler. Cin gibi ciiin.  Haydi baştaan  :(
04:32 şimdi. Hala doğrulmaya uğraşıyor. Oy Oy Oy. Popoya pat pat ve arkasını döndürttüm. Sırtı bana dönük şimdi. 04:38 itibariyle aynı pozisyonda babbaaa dedi ve küt uyudu. :)
Başka uyanma olmadı gece boyu.
23:40 - 03:15  ve 04:15
İyiye gidişimiz kesinleşio gibi. Haydi bakalım.
06:50 de başladı güne Türker Kağan. Gayet neşesi yerinde, mutlu ve huzurlu gözüküyor. Benim yatağa gidip, sarılmaca oynadık. Öpüştük, koklaştık. Kahvaltı saatlerini sevmiyor Türker, zorlamadım 07:30 diye. Diş yüzünden zaten kaşığa tepkili.
Oğluma bir kıyak yapıp biberonla verdim kahvaltısını :) Zevkle  etti kahvaltısını. 09:30 gibi de katı bişiler yediririm.
Şimdi gayet sakin kendi kendine odasında oynuyor, arada yanıma gelip kucaklama+ öpücük alıp dönüyor :)
Şimdilik herşey yolunda.
Öğlen erken acıktım dedi. Tamam derhal. 11:45 de oturduk yemeğe ve inanılmaz şekilde az daha gene uyukluyordu masada.
Hemen bıraktık yemeği, temizlen ritüel vs. Hoop. 12:10 da uyudu. Ta ki 14:30 a dek.
15:00 de sütünü içti. Oynadık.
Akşam 17:30 da yedi yemeğini. Güzel bir öğündü. Banyo, ritüel vsvs 19:35 de tamamen uyanık öpüp yatağına koydum.
İlk gece kontrole girdiğimde uyuduğu ve gene saat başına yakın uyandığı için saymamıştım ben. Ama Türker saymış anlaşılan.  O gün 50 dk kadar ağlamıştı. Dün 47 dk ağladı.
En zorunun 2. gece olduğunu söylüyor kaynaklar. Birinci gece ağladık tamam ama anne bak bu gece ciddiyim haaa demek isterlermiş. Ve en uysalından en inatçısına 1 saat ile 2,5 saat arası ağlamak beklentiler çerçevesinde. Ne uysal ne de inatçı, orta şeker bir bebek Türker Kağan. Bu geceyi 2. gece farzedip ( 1. gece ben yanındayken uyuduğu ve dün gece de 45 dk kuralına uyduğu için) 1- 1,5 saat ağlamaya hazırlandım. Kitaplarım, çayım pc açık vsvsvsvsvs. Dayanıcaktım yolu yok. Bir yola çıktım madem.
Yatırdım ritüelden sonra öpüp ve ben kapıya döner dönmez ağlama başladı. Hadi dedim hayırlısııı. Çıktım yanından. İlk kontrol 5. dk da olmalıydı. 6-7 dk gibi girdim yanına. Sakiiin bebeğim, herşey yolunda, uyku vakti, başaracaksın sana inanıyorum, aferin bebeğim dedim gülümser bir sesle. Yatırdım ve çıktım yanından. 19:43 dü yanından çıktığımda.
İkinci kontrol 19:53 de olacaktı. Başladım beklemeye. Gözünüz saatte olmasın deseler de gözüm satte. Bu arada ağlamalar kesildi ve mızırdanmalar başladı. 19:47 de upppssssssss sesin kesildiğini farkettim.
20:00 de girdim yanına, yatışını düzelttim, üstünü örttüm ve çıktım. Melekler gibi uyuyor şimdi.
Tam 12 dk da uyudu kuzum. Hiç beklemediğim bir başarı. Çok mutluyum çoook  :)
Şimdi gecenin gerisine karşı meraktayım. Bakalım nolacak ?
22:50 a dek hiç sesi çıkmadı Türker Kağan'ın. Çooook kısa bi ıhh sesi ve gene sessizlik. Başarmaya uğraşıyor  bebeğim.
23:40 da uyandı. Girdim yanına, yatırıp popo ya patpat. Okadar. 2-3 dk da uyudu. Şimdi benimle uyuduğu için uyanacak artık. Biliyorum.
03:15 popoya patpatla uyudu.2-3 dk sürdü.
04:15  of of. 10 dk da ancak sakinleşti. Kucak istiyor ve sürekli kalkmaya uğraşıyor. Ağlama falan yok. Bu gecenin en başından beri parmak ve emzik vermedim.
Dalmasını ebklerken odasında notlarımı  yazıyordum. Bitti. Baktım dalmak üzere. kalktım. Of yaa. Ben ayağa kalkanın daaa o sandalyeyei oraya koyanın daaa gıcırtt diye gıcırdayan o sandalyenin deeee........................................... ne diim. Paat die açıldı gözler. Cin gibi ciiin.  Haydi baştaan  :(
04:32 şimdi. Hala doğrulmaya uğraşıyor. Oy Oy Oy. Popoya pat pat ve arkasını döndürttüm. Sırtı bana dönük şimdi. 04:38 itibariyle aynı pozisyonda babbaaa dedi ve küt uyudu. :)
Başka uyanma olmadı gece boyu.
23:40 - 03:15  ve 04:15
İyiye gidişimiz kesinleşio gibi. Haydi bakalım.

2.GÜN

Gündüz E.A.S.Y. yi sorunsuz uyguladık. Değinmeden geçemeyecem, Türker bugün 10,5 aydır görmediğim kadar şen ve tatlıydı. Kendi kendine  oynadı, bana  şirinlikler yaptı. Bwn küsükün olur diyordum ama olmadı. Çok şekerdi :)
Akşam banyomuzu yaptık, mamamızı içtik, ritüelimizi yaptık.
Yatağına koydum, iyi geceler deyip öptüm ve çıktım. Tabi ki ağlama başladı daha kapı kapanırken.
Dİkkat ettim ağlamalarına, yalnız, çaresiz  ağlamalar değiller. Kızgın biraz. gelsene beeee, uyutsana beniiii.. E biz böyle yapmıyorduk. Emin misin uyucam bak haaa offf zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz. Horrrrrrrrrr...
Önce 5 dk, sonra 10 ve sonra 15 dk bekledim. Yanında 1 dk kadar kaldım. yok birşey oğlum, sadece uyku vakti diyerek sakinletip çıktım. Ama baktım ki ben yanına girdikçe geldene buraaayaaaa der gibi şiddetleniyor ağlamalar.
Gitmedim. Zordu. Ama tam 47. dakikada uyumuştu. Toplam 3 kere gittim yanına.
Şimdi saat 21:30 ve henüz hiiç uyanmadı. Ses bile yok. Bakalım nolacak.
01:00 Uyanmadı hala hiç.İçeri girip battanayisini düzelttim. Maşallah.
01:47 ve 01:50 de mızırdanmalar geldi, uğraşıyor tekrar uyumaya bebeğim.
01:52 de ağlama sesi geldi. Bu sefer salamadı demek ki. Çok az bekleyip yanına gittim. Sisteme göre gece ağlatmıyorsunuz. Nasıl davranıyorsanız herzaman gene öyle davranıyorsunuz. Sallama, meme vs her ne yapıyorsanız. Tamam. Gittim yanına, 3 kere kalkmaya çalıştıysa da yatırdım tekrar. Biraz parmaklarımla oynadı. Sonra bırakıp popoyu döndü. 2 dk sonra bir daha doğrulma çabası gene yatırdım, gene parmak. Uyuyor. Bu gece emziksiz daldı uykuya ve şimdi de vermedim emzik.
02:00 Uyuyor, tahminim sık sık uyanacak bu saatten itibaren, çünkü uykusuna benim yardımımla daldı.
Uyuduğu saat 19:47 den uyanma saati 01:47 ye kadar 6 saat uyudu hiç ses vermeden. Şimdilik iyi gibi.
02:41 Uyandı. Tahminim doğru çıkıyor. 1-2 dakika parmaklarımla oynadı, uyudu.Ancak saat 03:00 e kadar 5-10 dakikalık aralarla uyandı. 03:00 den sonra tamam, uyanmadı.
05:55 Uyandı. Emzik verdim bu sefer. Kolayca daldı geri.
06:50 Uyandı. Gidip günaydın dedim, perdelerini açtım. Gün başladı.
Sakin, neşeli ve mutlu gözüküyor.

1. GÜN

Günüdüz yeni saatlerimize göre E.A.S.Y uyguladık. Sorunsuz geçti.
Akşam evde ritüelimizi yaptık. Yatağına koydum birden ağlamaya başladı. Ben yere oturdum bakıyorum Türker Kağan'a. Dondum. Bir an bütün sinirlerim boşaldı. 25 gündür yemedim içmedim uğraştım didindim. ne bu şimdi. Yanına gidemedim :( Yerde oturdum kaldım. Sanırım bi 3-4 dakika ağladı. Sona kendime geldim. Gittim yanına, uyku vakti bebeğim haydi deyip yatırdım, gene ağlamaya başladı. Aç değil, sıkıntısı yok eminim. Fitil vermişim zaten dişi için. Jelini de sürmüşüm. ????
Madem 4 dk ağladın ben başlıyorum bu yönteme dedim. Tekrar yatırdım öptüm, uyku vakti bebeğim, tatlı rüyalar dedim ve çıktım.
Amaaanınn ne ağlama, ne ağlama. 5 dk bekledim gittim. Sakinletip çıktım. Gene ağlama, 10 dk sona bidaha, bi daha 4. gittiğimde sakinleştirdim ve ben odadan çıkamadan uyumuştu. Saat 20:10 civarıydı.
E şimdi Ferber oldu mu olmadı mı bilmiyorum. Emin değilim tam.
Gece uyanmalarımız :
20:50 sadece emzik verip çıktım. Uyudu. Normalde uyuduktan sonra yaptığı 20:20 uyanması bu. Demek ki 20:20 değil 40 dk ya ayarlıymış bebeğim. Bunu da anladık bu gece.
21:45 Emzik verip çıktım hemen. Uyudu.
01:47 Emzik verdim ama direndi uykuya. 5 dk da bir uyandı. Hepsinde de kolay sakinleşti gerçi. Uyuduğunda 02:10 du.
02:45 Kolay uyudu. Gene emzik yetti.
04:15 Emziiik :)
05:55 Emziğe bile gerek yok.
06:30 Nihai uyanış.
Gece böyleydi. Bakalım Yarın gece nasıl olacak ?

NEDEN FERBER'E GEÇTİK ?

Çünkü Tracy ile olmadı da ondan. Bu yöntemi de denemeye karar verdim. Bir kaç kitap daha okudum bu arada. Manyak olucam artık. Okumayacam.
Jodi A. Mindell die bi hatun bu son kitabı yazan. Uzmanlık alanı uyku bozuklukları.  Bebek ve yetişkinlerde çok sayıda araştırması olan bi klinik psikolog.
Özetle ve ısrarla şunu söylüyor:
" İster bebek, ister çocuk, ister yetişkin, hepimiz sabit periyotlarla uyanırız. Ancak bu  esnada uykuya daldığımız şartlardan biri bozulmuşsa uyandığımızın farkına varırız. Yastığımız düşmüştür, eşiniz yanınızda değildir, bebekler için emziği yoktur, sallanarak uyuyorsa sallanmıyordur, memede uyumuşsa meme yoktur v.b. Bu yüzden kendi kendine uyuyabilmek, gece uyanmalarını ortadan kaldırmanın tek yoludur."
Evet doğru. Türker Kağan, saat başı bu yüzden ayakta. 2 gece uyanmadan uyudu. Daha doğrusu kendi kendine uyumayı başardı uyanınca. Neden bilmiyorum. o günlerin notlarını okumaktan içim şişti.
Eğer kendi kendine uyumayı öğretmenin yolu ağlatmadan Tracy ile olmadıysa Ferberle olacak. Bunu denemezsem yarım yapmış gibi hissedicem. Nedir bu Ferber Metodu peki ? Şudur:
"
Çocuğun Kendine kendine uyumasını sağlamak: Ferber Yöntemi nedir?

Boston Çocuk Hastanesi Pediatrik Uyku Bozuklukları Merkezi Direktörü Dr. Richard Ferber'in uyku eğitimi yöntemi Amerikan Pediatristler Akademisinin bebeklerin uykularını en iyi şekilde alabilmeleri için kendi kendilerini teskin etmeyi öğrenmeleri gerektiği yönündeki temel teorisine dayanıyor.

Ancak Dr. Ferber altı aylık ve daha büyük olan ve uykuya dalmak için sallanmak ya da emzirilmek gibi "uykuyu anne-baba ile ilişkilendirme" gereksinimi duyan bebekler için daha yapılandırılmış bir program öneriyor.

Bebeğin anne-baba tarafından teskin edilmesinden, kendi kendini teskin etmesine geçişi sağlayan Ferber yöntemi aşamalı ancak katı bir teknik. Yaygın inanışın aksine Dr. Ferber ne bebeğin kucağa alınmasının bebeği şımartacağını ne de anne-babanın hiç bir şey yapmadan bebeği yalnız başına ağlamaya terk etmesini savunmuyor.

Ne yapmanız gerekiyor?
Bebeği sakinleştiren ve uyku zamanın geldiği sinyalini veren bir uyku öncesi rutini oluşturun. Örneğin banyo yaptırmak, bir masal okumak ve bebeğe sarılmak gibi.

Gece beslenmeleri devam ediyorsa; bebeğin kendi kendine uyumayı öğrenmesinden önce; gece beslemelerinin yerini bebeğin sırtını sıvazlamak, hafif hafif poposuna vurarak pışpışlamak gibi anne-baba müdahalesini içeren bir yöntemin almasını sağlayın.

Her gece bebeği henüz uykuya dalmadan önce yatağına koyun. Bebeğin sesini kolayca duyabileceğiniz bir yerde, ancak farklı bir odada uyuyun. Düzenli aralıklarla bebeğin yanına gittiğinizde bebeği kucağınıza almayın, sallamayın ve beslemeyin. Bunun yerine sizin sesinizi duymasını sağlayın ve karnını ya da poposunu okşayın. Bebeği rahatlatmak için odaya her gidişinizde sadece iki veya üç dakika bebeğin odasında kalın. Zaman içinde Bu süreleri size en uygun zamanı bulacak şekilde ayarlayın.

Bu düzeni oturttuktan sonra bebeği kendi kendine uyumaya alıştırmak için aşağıdaki yöntemi uygulamaya başlayabilirsiniz:

Birinci gün
Yanına giderek bebeği rahatlatmadan önce beş dakika ağlamasına izin verin. Bir sonraki seferde 10 dakika ve daha sonra 15 dakika bekletin. Bebek 15 dakikadan sonra halen ağlamaya devam ediyorsa, gecenin geri kalan kısmında bebek uykuya dalana kadar, rahatlatmak için yanına gitmeden önce 15 dakikalık bekleme süresini uygulamaya devam edin.

İkinci gün
Yanına gitmeden önce bebeğin 10 dakika ağlamasına izin verin. Daha sonraki seferde bebeğin yanına gitmeden önce 15 ve sonra da 20 dakika bekleyin. Bebek uykuya dalana kadar sakinleştirmek için yanına gitmeden önce 20 dakika beklemeye devam edin.

Üçüncü gün
Yanına gitmeden önce bebeğin 15 dakika ağlamasına izin verin. Daha sonraki seferde bebeğin yanına gitmeden önce 20 ve sonra da 25 dakika bekleyin. Bebek uykuya dalana kadar sakinleştirmek için yanına gitmeden önce 25 dakika beklemeye devam edin.

Üçüncü günün sonunda çocukların çoğu kendi kendine uykuya dalmayı başaracak ve bir haftanın sonunda ise bu yönteme mutlaka cevap vereceklerdir. Aksi halde çocuk doktorunuzla durumu görüşün.

Tekniğin hoşunuza gidebilecek yönleri
Kısa süreli üzüntü ve zorluk, ardından uzun süreli uyku: Sadece birkaç zor gecenin ardından bebeklerin çoğu kendi kendini teskin etmeyi öğrenir.

Bazı uzmanlar ve ebeveynler bebeğin kendi başına uykuya dalmayı öğrenmesinin bağımsızlık yönünde önemli bir adım olduğunu düşünmektedirler.

Gece uyanmalarının azaltılması ve evdeki herkesin uykusunu daha iyi almasının sağlanması açısından bu yöntem son derece başarılıdır.

Tekniğin olumsuz tarafları
Bu yönteme kalbin dayanması kolay değil! İlk anda birkaç gün kısa bir süre gibi gözükse de, birçok anne-baba bebeğin uzun süre ağlamasına dayanamamakta ve dolayısıyla önerilen takvimi uygulayamamaktadır.

Bazı uzmanlar da bebeğin uykuya dalana kadar ağlatılmasının anneyi bebeğinin ihtiyaçlarına karşı duyarsızlaşmaya teşvik ettiğini ve ilk yılda bebekler için anne-babalarının kendilerine cevap ve güven vermesinin, kendi kendilerini teskin etmeyi öğrenmelerinden daha önemli olduğunu savunuyorlar."
(http://www.annecocuk.com/ dan alıntıdır)
Budur işte yöntem.
Uygulamaya başladık. Bugün ikinci gün. Bakalım  ne olacak. Blogcu annelerin büyük çoğunlu bu yöntemi kullanmış ve başarmış. Hatta tam benim durumumda olanlar da var. Yani Tracy elinde patlayıp teselliyi Ferberde arayanlar.
Ben okuduğum ve cesaret bulduğum bir blogu paylaşayım sizlerle :
Ben çok faydalandım kendisinde. gıyabında saolsun varolsun :)

Ben Uyu Diyorum, Türker ....................

Dün uyumadığı öğlen uykusundaki hali :)

Suyu Çok Seven Türker Kağan

Mamasını hazırlamak içi 2 dk ayrıldım odadan, banyoya emeklemiş ve bu halde buldum. Ama çook şekerdi çook :)

Öğlen Uykusu Uyumazsan

http://www.izlesene.com/video/cocuklar-oglen-uykusunu-uyumazsaaaan/1900379

Dün  öğlen uykusunu uyumadı, işte akşam yemeğindeki halimiz :) Güler misin ağlar mısın ? Biz güldük walla.

Bu Bir Pes Ediş İtirafıdır ya da Mrs. Hogg'un Fıslayışı

Çok üzgünüm, gerçekten çok çok üzgünüm. Olmuyor işte. 3 Gündür yazmıyorum blogumuza. Oğlum neredeyse saat başı uyanmaya devam ediyor.
Tracy Hogg ile çıktığımız yolun uyku kısmından vazgeçtiğimin resmi beyanıdır bu yazı.
Gündüz  E.A.S.Y.  rutinimizde ve gündüz uykulaırmızda herşey yolunda. Sorunsuz ilerliyor işin bu kısmı.  İştahı düzeldi, yemek saatlerinde artık mızmızlanmıyor. Kendi başına çok rahat vakit geçiriyor. Arda Efe ya da abisiyle oynarken neredeyse çoğu zaman benim varlığımı bile unutuyor. Biberon zamanı, yemek zamanı, uyku zamanı gibi durumlarda yanıma gelip sıkıntısını söylüyor ve gidiyor. Bunlar harika ve çok çok mutluluk verici. Lakin gecede 3 kere uyandığı için bu yönteme başlamıştım ben.
25 gün azimle, uykusuz gecelerime ve yıpranan sinirlerime aldırmadan yürüttüm. Rutini oturana dek 2 hafta evden dışarı çıkmadım. Sanırım, hatta eminim, ne gerekiyorsa yaptım.
Uyku ritüeli, yatır-kaldır, şş-patt , uyutmak için uyandır vsvsvsvsvsvsvs. Ancaaaak, Uyku ritüelinde başarılı , uyku vaktini anlıyor Türker Kağan.
Gecede 3 kere uyanıyor diye üzüldüğüm ve deliksiz uyuması için uğraştığım oğlum, saat başı uyanır hale geldi.
Normal rutin uyanmalarına, uyutmak için uyandır yaptığım saatleri de ekledi ve gecede minimum 6-8 uyanma yapmaya başladı.
Ben yanında olmadan ya da elimle oynamadan uyumaz hale geldi. Tamam sallanmıyor ya da memede uyumuyor ancak bu hal de bir kendi kendine uyuyan bebek hali değil.
Ne oldu şimdi ? Şu oldu Mrs.Hogg gündüzlerimizi cennete, gecelerimiz cehenneme çevirdi. Uyku ile ilgili okumadığım kitap kalmadı, kafayı yedim, delirdim, uyku labaratuvarı açabilecek donanımım oldu ama oğlum deliksiz uyuyamadı.
Artık yatırmıyorum,, kaldırmıyorum şşşlamıyorum pattlamıyorum. Uyutmak için de uyandırmıyorum. Demek ki böyle olmayacak.
E.A.S.Y. den ayrılmamakta kararlıyım. Ancak uyku için Ferber yöntemini uygulamaya karar verdim. Ne olacak?
En fazla gene uyumayacak. Ha öylemi ? Uyumasın. Ama ben her yöntemi denemiş ve içim rahat olarak, uykusuz bir bebeğe sahip olduğumu kabulleneceğim.
Bugün ferber yönteminin 2. günü. Denemelerimizi Ferber Denemeleri Kategorisinden okuyabilirsiniz.