20 Nisan 2014 Pazar

BUGÜÜN PAZAAARR

Günaydın :)

Pek severim pazarları evvelden beri. Hele de pazar kahvaltılarını. Geç saatte edilebilen, tadı çıkartılan, yayılmacı bünyelerin dostu o kutsanmış öğünü.

Ünvanlarıma " Annelik" ekleneliberi, geç saat kavramı biraz! değişse de sorun yok.Bu pazar, geç! yaptık kahvaltıyı mesela. 09:00 'da :)

Aile kavramınını ve aile geleneklerini seven biri olarak, her daim evlatlarımla minik alışkanlıklar oluşturmayı seviyorum. Pazar günümüzün geleneği ise kahvaltıda PanCake .

Epeydir o site bu site dolaştım tarifler için. Malum, bizim mutfağa ait değil bu lezzet. İthal.

Nihayet şöyle bir tarifle doğru kabarıklığı ve lezzeti yakaladım bizimkiler için.

Tarifim şöyle:

1/2 Lt Süt
3 yumurta
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
yarım çay bardağı sıvı yağ ( z.yağı koyuyorum ben)
Aldığı kadar un ( genelde 400 gr tam geliyor)

sıvıları çırpıp, katıları eleyerek ekliyorum. Geceden hazırlayıp, buzdolabına koyuyorum. Sabah bir kere karıştırıp pişirmeye başlıyorum. Döktüğünüz kalınlığa göre 15-18 adet çıkıyor.

PanCake'in en zevkli kısmı sunum. Ben taze/kuru meyvalar, bal, pekmez, fıstık ezmesi, nutella, krem peynir, ceviz, antep fıstığı ve fındık kullanıyorum.. Şöyle bişi oluyorlar:



Bu çilek+bal ve fıstık ezmeli







Bu da muz ve çikolatalı



       

Bunlar da ballı balllıııı :))))










Afiyet olsun hepinize :)

18 Nisan 2014 Cuma

Durmayayım Diyorum Ama Olmuyor

Olmuyor işte. Hayatın içinde yuvarlanırken, kendimi iyi hissetmediğim zaman yazmak gelmiyor içimden. Yazarak rahatlayabilirim aslında ama zaten çocuklardan bunalmışken, çocuklar hakkında yazmak da istemiyorum. Handiyse 1,5 yıl olacak blogumun başına oturmayalı.

Olan geçen şeyler bir yana, bilgisayarımdan uzaktım. dokunmatik ekranda da yazmayı beceremem.. ona değdi buna değmedi vsvsvs..


Bundan sonra AZ annelik ÇOK ÇorapAnne olacak blogumda.

Neler oldu neler bir bakalım şimdi..

İkizlerin 2 yaşı bitti.. Ufak bir pastayla kutladık.. Çok tatlıydılar :) konuşmaya başladılar zaten. Evdeki dinamo çene sayısı x3 oldu..


Türker, 2 hafta sonra 5 yaşında olacak  Hala "Terrible Two" dan muzdarip olsak da daha bir alıştık sanki abi olmaya..


Şimdilik kreşe ara verdik. Eylül'de anaokuluna başlamasından yanayız.. Bu durum da kudurukluk yüzdesini arttırıyor ama ne yapalım..

Çocuklar iyi genel olarak yani.

Anne'den haberler nasıl ?

Anne tüm kilolarını verip, hayata 36 beden olarak merhaba dedi. Mutlu ve gururlu yani.
Kariyer planlaması yapıyor. Fotoğraf ve fotoğraf hazırlama konusunda ciddi! adımları var. Şöyle bişey bile yaptı:

Gazı almış ve çok hevesli durumdayım  Henüz makinanın yüzlerce ayarından birini bile yapamasam da kursa başlayınca başarıcam. Vallahi başarıcam :)














Şehirler arası nakil olma kararı aldı Anne. Ankara'ya taşınıyorum. Bir türlü sevemediğim memleketime, belki bu sefer ısınırım. Beli mi olur? Ankara'nın deli nüfusu +4 olacak yani.

TaşınıyoruM dedim evet. TaşınıyorUZ demedim. Çorap Babayla yolları ayırma kararı aldık. Artık zaten zor olan hayatım 2-3 katı daha zor olacak. Yalnız bir Anne, yeni kariyer, yeni şehir vsvs..Yine de yapmalıyım.. Korkudan ödüm patlıyor bazen, o yüzden ne olur moral kırıxı yorumlar yazmayın. Evet başarıcam, evet hakkımızda hayırlısı olsun. Teşekkürleeer !!

Ev arıyorum Ankara'da haa.. Bilen varsa söylesin bana.. Dua edebilirim bol bol :)

Ve finale sakladığım bomba haber:

Bilen biliyor ve çoğunuz biliyor ki benim şöyle bi durumum var, ben biyolojik Anne- Babasından ayrı ve habersiz büyümüş bir bireyim. Şurada  bayaaa bi serzeniş yapmışlığım vardır hatta.

Yıllardır içimde büyüyen kırgınlığı, öfkeyi, anlayışsızlığı rafa kaldırdım. Beni boşanma kararına getiren süreçte, bir gün az daha evlatlarımı bırakacak olma durumum da bunda etkili oldu.Ben. BEN.. BEEEN.. Dünyaya nasıl ANNE olunur göstereceğim ! diyen ben... Evladınını terk eden ANNE!! diye bir küfür kalıbı olan ben.. Evet ben bunu göze alabildiysem dedim kendi kendime, herkes de yapmış olabilir..

17 Nisan'da yaptığım Ankara yolculuğunun görünmez amacı buydu aslında. Çok sevdiğim bir arkadaşımın da desteğiyle, Çocuk Esirgeme Kurumu'na gittim. Sana sonsuz teşekkürler ARKADAŞIM. Yanımda durmasan yapamazdım, gene de dönerdim belki. Şimdiki adı Aile ve Sosyal Politikalar şeysi olan kuruma başvurdum. Ben ailemin kim olduğunu öğrenmek istiyorum dedim. Bir dilekçe yazdırdılar. Elim titredi yazarken. Gözlerim doldu. Belki soldu betim benzim ama bilmiyorum.Midem bulandı. İçim acıdı. Kim olduğuma giden yolun anahtarı sadece 10 satırlık bir dilekçeymiş meğer. Keşke dedim, daha önce gelseydim.

Aklımda dans eden sorular offfffff...
Ya beni görmek istemezlerse ?
Ya beni sevmezlerse?
Ya ben gurur ve kırgınlığımdan beklediğim için ölmüşlerse ve ben onları tanıma şansını kaybetmişsem?
Ya ben onları sevmezsem ?
Ya ya ya ya ya ?????
Bir kaç ay sürer sanırım dilekçeme cevap gelmesi. Hayatımda attığım en cesaret isteyen adımdı bu.

İşte böyle dostlar. Yeni hayat, yenilikler ve kim bilir nelerle dolu bir hayatın anahtarı var şimdi elimde. Kilide soktum anahtarı. Cesaret edip çevirmesi kaldı.  Acaba neler var kapının ardında beni bekleyen ?


Öğrendikçe yazıcvam, yazdıkça okuyacaksınız, okudukça siz de bileceksiniz..

Haydi.... Vira Bismilllaah Çorap....