30 Mart 2012 Cuma

2 RESİM VE TEK PARAGRAF........................

Bebeklerimi karnımda tutmak için 13 Martta başladığımız savaşı kaybettim. Şu an 26 Mart 2012 doğum tarihli ikizlerim var. 34+4 de dünyaya geldiler.Feriham 1960 gr 41 cm Sarperim 1300 gr 41 cm. Karnımda değiller artık. Yanımda bile değiller. Dıt dıt sesleri, şeffam bir cam, kablolar arasındalar. Kuvözde bebeklerim, yoğun bakımda. Doğum yaptığım odanın kapısına balonlar asmadım, eşime sakın dedim çiçek vs istemiyorum. lohusa tacımı da takmadım. Bütün bunları yapmadım ama hayatımın en zor işini yaptım. Canımdan 2 parçayı yoğun bakımda bırakıp geldim. Kafam hep arkada, ayaklarım geri geri. Aktığını bile ayırt edemediğim  gözyaşlarımla. Tesellisiz, bebeklerimin kokusu olmadan evimdeyim.Özlemenin böylesini hiç yaşamamıştım. Yüreğim ağlıyor.Bu kadar...........................

Bu Feriha Janset. Kızım.... Hayattaki ilk birkaç dakikasında.

Bu da Sarper Korhan. Oğlum. O da henüz merhaba demiş hayata..............

20 Mart 2012 Salı

Biz de Okullu Olduk

Evet, biz de okullu olduk. 2 ay önce başladı kreş maceramız. Normal şartlarda, bu senenin Eylül ayında başlamasını istiyordum Türker Kağan'ın. Ancak hamileliğim ve doğum tarihim sebebiyle, alışma sürecini de düşünerek , Ocak ayının ortasında başlamasına karar verdik ÇorapBabayla.

Kreş seçimi için hiç zorlanmadım zira oturduğumuz çevrede zaten 2 alternatifimiz vardı. İkisiyle de görüşüp Çağdaş Aydede okulunda karar kıldık.

Okulun geniş bahçesi, yazın çocukların kullanımına açık bir yüzme havuzu oluşu, sahibinin hemşire olması, haftada 2 gün gelen bir pedagog bulundurmaları ve özenli yemek listeleri bu seçimi destekledi.

İlk hafta beraber gittik Türker ile ama gördüğüm o ki Türker her türlü kaprisini anneye yapan veletlerden. Öğretmenin tavsiyesiyle, yarım günden başladık hemen ve servis kullandık hep. Kapıda vedalaşmak daha uygundu Türker'in yapısına. 2. haftamız da çığlık ve gözyaşlarıyla geçti. Okulda çok ağladığını anlatıyordu hep. Aşağı indirmek çok zordu, giydirmek de öyle ama okulda gördüğüm kadarıyla ağama falan olmuyordu :)

Bu arada, ikizlerin kontrolüyle ilgili işlerim sebebiyle, kreşe 2 tam gün gitmek zorunda kaldı Türker. O da ne ?? Benim oğlum meğer bir tam gün çocuğu imiş. Servise binişi, inişi, okuldaki 2 günü inanılmaz kolaydı. Hemen ayın başında tam güne geçtik. O günden beri de tam gün devam ediyoruz.

İlk başlarda gerçekten vicdan azabı çektiğimi inkar edemem. Anasının kuzusuydu, ahh canımmmm dı.. Hamile kalmamı O mu istemişti ? Vahh vaaahh... Bütün gün o okukldayken kameradan izliyordum elimde mendille. Ama dostum Nilhan bir kez daha haklı çıktı :) Özetle, bırak bu işleri, devlet su işleri diye özetlenecek bir yaklaşımla beni rahatlattı :)

İlk ayın sonunda, iştahı, uykusu, gelişimi gözle görülür biçimde değişmişti. Uyku ve yemek problemsizdi zaten ama daha da iştahlıydı artık. Servise el sallayarak biniyor ve Güycan Öyltmeninden gülerek bahsediyordu. Ve yarıyıl gelip çattığında kuzum karnesiniyle geldi eve bir Cuma akşamı :)
Aman allahım, sanki karne almamış da Mohaç Zaferini kazanmış bir komutandı servisten inerken. Onun gururu, annenin gözyaşları, babanın gemiden bile olsa mms yoluyla katıldığı kutlama :) Evimizin içi bayram yeri gibiydi :)


Geçen ayın sonunda da eve faaliyetlerinin bir kısmını gönderdiler. Cücemde gene gurur tavan :) Yeşimleyimi göşteyiceem diye tam 1 hafta tepemizdeydi :


Şimdilik herşey yolunda, öğretmenini çok seviyor ve iyi vakit geçiriyor. Öğlen uykusuna da geri döndü kreşte kendi isteğiyle. Anne mutlu bebe mutlu :)

15 Mart 2012 Perşembe

Annelik Yolundaki Minik Çakıl Taşı

Yazması kolay, yaşaması zor  olaylardan şimdi yazacağım..

Güle oynaya yaptığımız sabah kahvaltısından sonra, İkizcücelerimizin kontrolü vardı 13 Mart saat 11:00 de. Hazırlanmak için ayağa kalktığımda, ÇorapBaba'nın panik sesini duyup geri döndüm: " Hayatııııım!! Arkanda bir ıslaklık var!!"  Haydaaaa.. Daha 32+6 dayız. 33 haftamız bitiyor. ne ki bu şimdi ?

Hızlıca hazırlanıp gittik hastaneye. Hemen muayeneye girdim. Olan olmuştu evet. 2-3 cm açılmam vardı ve o ıslaklık da gelmeye başlayan suyumdu. Paniklemesi gereken ben gayet sakindim ama Doktorum ve ÇorapBaba epeyce paniklemişlerdi. Hemen yatışını yapalım dedi doktorum. Birden bir kaosun içinde buldum kendimi o andan itibaren.
E bu ne şimdi ? Zaten aksiliklerle başlayan ve devam eden bir gebelik oldu hep, ilk başlardaki kanama, yüksek çıkan ve ancak ilaçlarla dengelenen tiroid hormonlarım, insülinle bile düşüremediğimiz gebelik şekeri vsvsvs. Tek tesellim zıpırcıklar içerde mutluydu ve sağlıkla gelişiyordu.

Oysa şimdi korkuyordum. Doğmaya hazır değillerdi daha. Hemen Celeston iğnesiyle başladı tedavimiz ve 2 saatte bir Nidilat. Sürekli nst de kontrol ama olmuyordu. Açılma ilerlemese de su gelişi devam ediyordu ve sancılar düzene oturmuştu. 10 dk da bir ve yüksek sancılardı. Gece boyu da devam etti bu hengame. 12 saat sonra antibiyotik başladı. Sabah doktorum ilacı değiştireceğini ve bir 24 saat daha kazanmaya çalışacağını söyledi. Sesinden belliydi umudu yoktu. Hastanenin bebek  yoğun bakımı doluydu. Doğumu engeleyemezlerse olacakları dşünmek  bile istemiyorduk.

ÇorapBaba Türkerle boğuşma işini üstlendi. Servisten aldı, uyuttu, sabah servise bindirdi ve geldi. Onun işi benden zordu :) Ama baba oğul bu ilk ateşle imtihanlarından alınlarının akıyla çıktılar.

Yeni ilaç ise dikenli yoldu, zorluktu. Ateşten gömlekti. Nefes darlığı, taşikardi, titreme nöbetleri yapıyordu ama olsun. Çünkü su gelmesi durmuştu ve sancılar azalmaya başlamıştı. Derin bir nefes alabilirdim artık. Akşam 6 da artık tamam dedi doktorum. İlaçları evde kullanacaksın. İçeride geçirecekleri hergün karımız olacak. Sadece tuvalete kalkacaksın. Hepsi bu.

Evimdeyim şimdi. Çok şükür ikizcüceleri karnımda geri getirmeyi başardım. Titremeleri ve çarpıntıları saymazsak iyiyim. Dayanmak zorundayım şimdilik. Onlar içeride ben  dışarda ama yine de beraber verdiğimiz bu sınavı geçebilmek için dayanmak zorundayım.

37. haftaya kadar dayanabilmek tek arzum. Sağlıkla gelebilsinler diye beklemek.  Sabır ve duaya ihtiyacım var bu yolda. Ayakkabıya kaçan bu minik çakıltaşını silkeledim şimdilik. Haydi kolay gelsin.

8 Mart 2012 Perşembe

Kürkçü Dükkanı ve Yoluk Tilki

Neredeyse Kasım ayından beri yazmamışım doğru dürüst. Ha bugün ha yarın derken günler, haftalar geçtiii gittii :) Ve ben yoluk tilki kürkçü dükkanıma geri döndüm. Yine kafamda bir sürü şey ve düzenli yazmak sözleriyle. Haydi hayırlısı.

Kendime sorsam şimdi : Ne Var Ne Yok Mrs. Çorap ?

Bakalım şöyle bir. Kısa kısa anlatayım zira hepsi birer post konusu aslında. Detaylı da yazarım zamanı geldikçe.

Hamilelik devam ediyor, 32+2 deyiz bugün. İkiz cüceler gayet sağlıklı ve iyiler. İki kızımız olacağı haberini vermiştim sizlere ama evdeki paşa sayısı bir arttı. Bir kız bir de erkek olacakmış bebelerimiz. İsimleriyle yaşasın, hoş,sağlıklı ve zamanında gelsinler Feriha Janset ve Sarper Korhan :)

Büyük abimiz Anaokulu'na başladı zaten ve kreş tecrübesinden dolayı gayet sorunsuz ilerliyor. Küçük abimiz Türker Kağan ise 2 aydır bir kreş çocuğu artık. ilk ay yarım gün başladı şimdi tam gün gidiyor. Çok eğleniyor ve mutlu. Birbirimizi özlemek dışında sorunumuz yok :)

Babamız, bir git bir gel de olsa hayatımıza dahil neyse ki. Deniz hayatının en büyük zorluğu ayrılık ve özlem. Bu sefer 3-4 haftada bir görüşme şansımız oldu ve bu hepimize çok iyi geldi. Anne, oğul ve karnımdaki bebeklerle bir İskenderun, bir de Trabzon seyahati yaptık babamızla kavuşmak için. Çok güzeldi.

Türker Bey, pazardan beri bezsiz olmak istediğini söyledi ve öğretmeniyle de konuşarak dün bezsizliğe 2. defa geçiş yaptık. Ne olacak ben de merakla bekliyorum.

Şimdilik ana gelişmeler bunlar. Herbiri için detaylı postlar da yarında itibaren geliyor.....

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun ...........