12 Mart 2011 Cumartesi

Üvey Anne Olmak


Merhaba ;
Ben bir üvey anneyim. Her ne kadar bu yaftadan hoşlanmasam da dahil olduğum kurumun sözlükteki karşılığı bu. İzleyerek büyüdüğümüz yerli yabancı filmlerde, üvey çocuğu tarafından asla sevilmeyen, kendi doğurduğu çocuğu her daim kayıran, türlü çeşit traji komik halin içinde kalan, sonunda hep kaybeden taraf olan bir kurum bu. Bunlarla büyüdük biz. Filmler çekildi kitaplar yazıldı bu kurumun üzerine. İrdelendi de irdelendi.

Şahsen bu kuruma üyeyim. Hem bir evlat olarak hem de bir anne olarak. Daha 9 aylık bebekmişim evlat olarak bu kuruma dahil olduğumda. O bambaşka bir konu.

Anne olarak ise yaklaşık 4 senedir İlker Çağatay'ımın Nil Anne'siyim. Benim için çok özel bir çocuk İlker. İlk bebek kokusunu onda yaşamıştım. Bağladığım ilk bez onun beziydi. Ilıttığım ilk biberon onun biberonuydu. Acaba ateşi daha da yükselecek mi diye korkarak başında beklediğim ilk evladım oydu. Gecenin bir yarısı yalınayak başı kabak babasıyla acile taşıdığım ilk bebeğim de oydu. Kuşlara bakarak nasıl yemek yenilir, parkta çocuk nasıl eğlendirilir, makarnayla bir çocuk arasındaki yıkılamaz o bağ nasıl bir histir,köfte nasıl hayat kurtarır, yemekleri hangi sıcaklıkta olmalıdır, banyo suyu nasıl olmalıdır, atkı bere giymeden çıkamayız nasıl öğretillir, çitli bilm saati nasıl yapılır, bir film binyüzelliyedibinaltıyüzkırk kere nasıl aynı çoşkuyla seyredilir, kardeşinin olacağı nasıl söylenir ?
Benim için tamamen karanlık olan sularda profesyonel yüzücü olmayı hep İlker ile öğrendim. Bir yaşından itibaren sorumluluklarının  bir kısmını anne babasıyla paylaştım zevkle.

Bugün görüyorum ki ne yaparsam yapayım olmuyor, olmayacak. Verilen bütün tavizlere, yapılan binlerce şeye rağmen hep karşımda şu duvar olacak... Sen benim annem değilsin. Bana karışamazsın. İlker bugün 5 yaşında. Bana kurduğu cümlelerin çoğunu kendisi akıl edemez biliyorum. Ama bu kalp kırıklığını telafi etmiyor. İşin gücün yok 5 yaşındaki velede mi kırılıyorsun derseniz iş öyle değil derim.

Ben şunu yaptım ben bunu yaptım, bana böyle yaptılar türü serzenişler değil maksat. Bugün kafsama dank ettiği üzere, Ben Bir Üvey Anneyim. Bundan daha kötü de davransam, bundan kat kat iyi de davransam, taviz üstüne taviz de versem bu değişmeyecek. Niyetim ne benim ? Öz annesinin yerine geçmek mi ? Onu değil beni sevsin mi ? Böyle birşeye heveslenmeyecek kadar akıllıyım ve çocukları tanıyorum. Anne olmak demek karşılıksız vermek demektir bunu da biliyorum. Peki ben ne istiyorum ? Neden kalbim kırılıyor ?
Türker'in yatağı 40 ı çıktığı gün odasına gitti, hala da orda yatar, yanımda yatmak ne demek bilmez. İlker ise bu yaşına rağmen yanımızda yatar. Çünkü annesi yanında yatırır. Biz de kıyamayız. Türkere tv yasaktır. Oysa İlker'e sınırsıza yakın tv özgürlüğü verilmiştir. Bu ve bunun gibi.................... Asla ayırmadım, kayırmadım. Hep eşit olsunlar istedim. Kıskanıyorum biliyorum. Onu da ben doğurmuş olsam diyorum bazen. Böyle sıkıntılarımız olmazdı o zaman.

Ama, verdiğim kararlar, attığım adımlar, yedirdiklerim, giydirdiklerim, öğrettiğim şeyler... Ne kadar mükemmel olsa da ben hep "O" olarak kalıyorum ve kalıcam. Asla aile bütünlüğü olamayacak.  Baba ve oğullar kuçaklaştığı zaman aynı evin içinde bir köşeden bakmakla yetinicem çoğu zaman. Nil annneeeeeeee diye koşarak gelip sarıldığı zaman hep dolacak gözlerim. Verdiğim vereceğim bütün emeklere rağmen, sünnetinde, mezuniyetlerinde kendi aklı erip de davet edene kadar yer alamayacağım.Doğum günlerini şimdi burda da kutluyoruz beraber. Bademcik ameliyatına gidemediğim için evde merak içinde beklerken, ateist olduğum halde dua ederken yaşadıklarımı bunun gibi bir çok alanda yaşayacağım. Yanlış hareketlerini söyleyip, cezalandırdığım zaman hep aynı tepkiyi alacağım: Sen benim annem değilsin. Ve insanlar da aynı şeyi söyleyecek: Sen onun annesi değilsin. Oysa için için istediğim bu, biliyorum. Annesi elbette bir yana ama, diğerlerine karşı o da benim annem, size ne desin istiyorum. Babannesine beni öperek giden çocuk ( karşı dairemiz) 20 dk sonra geldiği zaman bana ters ters bakmasın, insan olan böyle davranmasın, bir çocuğu kendi emellerine alet etmesin istiyorum.

İlkercim sana aldığım, şu oyuncak nerde, hiç getirmiyorsun, şu kitap nerde okuyor musunuz annenle dediğimde,İlkerin ezilip büzülmesini ve "derin" araştırmaların sonucunda o armağanların adresinin çöp olduğunu öğrenmemeyi istiyorum.

Karnı acıktığında, kakası geldiğinde, uykusu geldiğinde, bir ihtiyacı olduğunda, ağladığında bana haber verenlerin,yanlış bir davranışı için uyardığımda arkamdan atıp tutmamasını istiyorum.

Annesi ve tüm afradının, İlker'in bizimle olan mutluluğunun yolunun beni sevmesinden ve benim de onu sevmemden geçtiğini anlamasını ve İlker'i aksi yönde etkilememesini istiyorum.

Ben her iki evladımı da çok seviyorum. Bu blogda ilk kez kuzumdan bahsettim. Sustum çünkü annesi incinir gibi gelmişti. İlk yazım bu olmamalıydı belki ama, İlker her bizden gittiğinde ardından üzülmekten ve ağlamaktan yoruldum artık. Anladım ki dolmuşum artık. Rahatlamam, anlatmam lazım. Ben her iki oğlunu da çok seven bir anneyim. O benim kuzum ve kimse bunu değiştiremeyecek. Kocamın paşası, benim kuzum, oğlumun biricik abisi O. Lütfen kimse bu tabloya el uzatmasın. Dil uzatmasın artık.

Her davranışımda, her adımımda, benim üvey annemin yapmadıklarını düşündüm bugüne dek. Ben ölsem, benim oğluma bir üvey anne baksa, ne olsun isterdim bunu düşündüm. Ona göre davranmaya, söylemeye gayret ettim.

Bugünden sonra da bu değişmeyecek. Ben İlkerin Nil annesiyim. O da benim kıymetlim, ilk göz ağrım. Büyük paşam.
Ama artık kalbim kırılmasın ne olur :(  Ben oğlumu çok seviyorum. Biliyorum o da beni seviyor. Ah bir rahat bıraksalar bizi....................................................................

İlker'e not: Çok istiyorsun biliyorum. Gene heyecanlanmayı,karnıma başını dayayıp ses duymayı beklemeyi istiyorsun. Gene yolda karnımı gösterip bak kardeşim o benim demek istiyorsun. O'nu kucağına almak ve " ama bu çooot küüçüüttt " demeyi istiyorsun. Sen benim tanıdığım en güzel abisin ve bir kez daha abi olmayı hakediyorsun. Konuştuk bu konuyu babanla. Söz sana bir kardeş daha getiricez. Bekle kuzum :)

8 Comments:

necla said...

çok duygulandım okuyunca..tebrik ederim seni bu konuda...bende zaman zaman düşüyorum da bana bişey olursa oğluma ne olur üvey annesi olursa nasıl olur diye tamda senin yazdıklarından oluşan bir profil olduğu için kafamda hep tüylerim diken diken olmuştur..ama ilker çok şanslı bir çocuk allah karşısına senin gibi bir melek çıkarmış hep mutlu olursunuz hayatta inşallah..

Nil said...

ağlattın beni be nilüm. sen çok çok güzel bir annesin. üvey değilsin. çünkü bu sıfatı sana hiç yakıştırmıyorum. aklıma ikiz annesi aylin geldi. o da içini dökmüştü böyle ve beni yine çok etkilemişti.
allah yardımcınız olsun.

dynamis said...

:(( çok içten ve güzel bir yazı.insanların kendi kötü hislerini çocukların masum dünyalarına empoze etmeye çalışmaları ve bir şekilde onları arada bırakmaları ne acı :(

Cagla Ela Yayla said...

:( kurban olurum..sen gercek annesinden daha cok annesin annelik dogurmakla olsaydi...

İkiz Annesi said...

Canım inan ne diyeceğimi bilemedim seni o kadar iyi anlıyorum ki bir de sen bebekliğini yaşamışsın , Berke ile tanıştığımızda ilk okula yeni başlıyordu aramızdaki duvar iki kat fazlaydı hala daha öyle.
Ve dediğin gibi ne yaparsak yapalım maalesef o duvar hiç yıkılmayacak:((
Toplumun bakışı o kadar farklı ki bir sıfır geride oluyoruz zaten en başından itibaren:((
Çok zor Allah yardımcımız olsun:(

Unknown said...

Aynen öyle İkiz Annesi, aynen öyle. Kupkuru bir tarlayı kazıp, asla yeşermeyeceğini bildiğin tohumlar ekmeye benziyor üvey annelik. çok zor birşey :(

Adsız said...

merhaba arkadaşım çok dar anımda senin anlayacağın üvey oğlumla sorun yaşadığım bir dönemde denk geldim yazına malesev üvey olmak okadar zorki ağzınla kuş tutsan görülmez ama kaşını oynatsan görülür ben hep allahıma sığınıyorum.haklıysam bana yapılan haksızlığı sorsun haksızsam beni ısla etsin.sevgiler.

Adsız said...

Merhaba arkadaşım. Gercekten üvey anne olmak cok zor şu an bunlari yazarken gozlerim dolu dolu oluyor. Bende bir üvey anneyim.7 sene oluyor. Bu 7 yılda çeşit çeşit depresyon ilaçları kullandım. Hiç beni dinlemiyor. Sürekli benim olan kardeşini dovüyor. Hiç sevmiyor. Ne yapsam memnun edemiyorum. Ona 10 alıp, kardesine bir alsam yinede onu onu kiskaniyor. Az once yine kavga ettik ve bana agzina geleni sayiyor. Ben geldigimde 7 yaşındaydı simdi 14 yaşında. ÜVEY ANNE OLMAK NEDEN BU KADAR ZORRR!!