9 Mart 2011 Çarşamba

Ben de Varım Ben deeee

Aslında kendi dillerinde, becerebildikleri kadar anlatmaya çalışıyor bebeklerimiz bunu bize. Bu çığlığı sürekli atıyorlar ama biz duymak mı istemiyoruz nedir ?

Bebeklerimizle ve çocuklarımızla yardımlaşabilmekten ve onlara sorumluluk vermekten bahsediyorum. Bir evin içinde yaşayan ailemizin bir bireyi onlar da ve emin olun boylarına göre yapabilecekleri çok şey var. Hem onların özgüveni gelişecek, hem eviniz daha derli toplu olacak( başta onların odaları), hem size cidden yardım edecekler, hem bağırtılar çağırtılar, çekil ayağımın altındalar azalacak hem de ev işlerinizi yaparken bile çocuğunuzla kaliteli zaman geçirebileceksiniz... Bir taşla bir sürü kuşumuz olacak. Nasıl mı ?

Sizler nasıl başaracaksınız bilmiyorum ama biz Türker Kağan ile şöyle başardık:

Evin her odasında sorumlulukları var. Bu sayede ben iş yaparken o da yapacağı işin sırasının gelmesini bekler. Eskiden ben yatağı toplarken o üstünde zıplardı. Defalarca baştan yapardım yatağımı ve sonun da OOĞĞLUUUMMMM DIŞARRIIII diye kükrememle beraber ya ağlayan bir veledim olurdu ya da sırıtan ve inadına tepinen bir veledim ve boşalmış sinirlerim. Bunu her alan için düşünün.

Artık böyle değil. Yatak yapılırken örtüyü getirmek ve örtü serildikten sonra süs yastıklarımız koymak Türker'in görevi. İçerde oynuyor olsa bile mutlaka çağırırım gelir. Bu sayede başımda beklemiyor artık. Güveniyor bana, sorumluluğunu yapması için şans vereceğime.

Evi süpüreceğim zaman elektrik süpürgesinin hortumunu ve borularını takmak da Türker'in görevi. Süpürge bir köşeye kenara takılırsa ordan itip çıkartmak da öyle.. Nnn Nnnn ababaaabaaa diyerek :)

Mutfakta, yemek zamanı örtüyü salona götürmek, salondaki masanın üstünü boşaltmak, kendisine ait kırılmaz tabak çanakalrı masaya koymak, ekmeği tuzu taşımak da Türker'in sorumluluğu.
Kahvaltı zamanı tostların yağını sürmek ve uytta pişirirken tavaya yağı koymak da öyle.

Meyva sepetinden, meyva suyuna dönüşecek meyvaları anneye vermek ve bu sırada bir tane daha ve renkler üzerine alıştırma yapmak da Türker'in görevi. Kaç elma oldu Annecim ? Düööyttt :)

Bulaşık makinasını boşaltırken plastikleri bana vermek ve önğne koyduğum çatal bıçak tepsisine çatal kaşıkları yerleştirmek en sevdiği oyun. Bu daha büyük kaşıık, bu küçük kaşıık. Evet oğlum bak, bunlar aynıı. Bunlar da farklı.

Çamaşır makinasını boşaltmak ve doldurmak da çok güzel becerdiği işlerden. İçine doldururken bu anniii bu babbaaa bu Düüdeerrr demesi yok mu ? Yerim onu ben. Asmak için bana çamaşırları tek tek vermesi ve veririken yanına mandal kovasından istediğim renk mandalı vermesi de çok güzdel. Evet oğlum o mavii, hayır o sarı annecim, ben kırmızıyı istemiştim. İki tane verir misin lütfen ?

Odasında herşey O'nun boyunda oluğu için birşey alırken bana muhtaç değil. Attaaaya giderken " Hadi Tğrker, atkını, eldivenini, şapkanı al, montunu getir, ayakkabılarını hazırla annecim". O bunları yaparken ben de makyaj çantam deşilip, eşyalarım kırılmadan rahatça makyajımı yapıyorum. Oh ne ala.

3 oyuyncak, bir kitap sepeti var ve hiç ama hiç birşeyin yeri değimez. Odasını toplarken her oyuncağı doğru  sepete atışını izlemek çok eğlenceli.

Onun minik ağzına uygun doğranmış yiyecklerle kahvaltı ve yemeklerini de işim varsa kendisi yapabiliyor.Çorbalar için bazen ben yardımcı oluyorum. Bazen döke saça yiyor moduna göre artık. Giydirdiğim yemek kıyafetleri ve altına serdiğim kocaman örtü sayesinde, yemekten sonra kıayafeti çıkart, örtüyü topla hooop... Dırdırsız hayat oh ne rahat.

Türker'e  gerçekten de bir birey gibi davranılıyor ve karşılığı alınıyor. Bütün bu yardımları sayesinde, birşeyler başaracağına inancı tam. Bazen bu aşırı özgüvene ve başaramayacağı işlere girişmesine yol açsa da o zaman da yardımcı olmaya çalışarak destekliyorum. Babası da bend e bu Türker tiplemesinden memnunuz. Görüyorum ki Türker de memnun. Gelişimini güzel destekliyor bu yaptıkları.

Bunu başarmak çok zor değil.Olması gereken tek şey kurallarınız ve sınırlarınızın kesinliği. Bir ya da iki hafta içinde bu şekilde davranmaya alışıyorlar

Evimizin güzelliği bu minik insNLrı lütfen evin içindeki ortak yaşamdan soyutlamayın. Bu şekilde hayat okadar keyifli olacak ki siz de şaşıracaksınız.

Türkeeerrr , ütüler bitti mii ?  :)))

4 Comments:

Nil said...

ben de sinirlerim müsaade ettiği sürece izin veriyorum aslında. yoksa ece yapmaya çok istekli. bulaşık makinesini boşaltmak, çamaşır makinesini doldurmak gibi işlerde en büyük yardımcım. Şimdilerde misafir varsa servis tabaklarını dağıtmak en zevk aldığı iş. kesinlikle özgüvenin gelişmesi hususunda çok etkili.

Ütüler bitmiş mi?:)

Unknown said...

Hala yapıyor :) eli çook yavaş hahaha :)

Cagla Ela Yayla said...

kesinlikle yine cok dogru bi yazi yazmissin nilüm..elosumunda gorevleri var oyuncaklarini sepetlere yerlestirmek,bulasik makinasini bosaltirken bana gucunun yettiklerini uzatmak, masayi kurarken servis,catal kasik ekmek gibi seyleri götürmek,camasirlri asarken ilk once sirkeleyip (benden görmüs) sonra bana uzatmak ayakkabilarini toplamak gibi... evi süpürmeye baslarken ilk bikac dakka onun süpürüp sonra simdi sira annede diyip bana uzatmasini beklemek cok keyifli.. hem beraber is goruyoruz bana cidden yardimci oluyor hem bana yardimci olmanin verdigi gururla cok mutlu oluyor hemde benim sinirlerim altust olmuyor ;)

Unknown said...

Aynen öyle Çağlacım. Çekil burdaaan diye bağırmak yerine, boğaz tokluğuna yardımcı evcinleri :)))))